Allaha Kul Olmakmı Dost Olmakmı

Allaha Kul Olmakmı Dost Olmakmı

Allah’a dost olmak için, Allah’a kulluğu terk etmek mi lazım. Allah’a dostluk, kulluğun üzerine inşa edilen bir şeydir. Yani eğer altta kulluk yoksa üstte dostluk olmaz. Kulluğun üzerine dostluk konulur. Dostluğun zeminidir, kaidesidir kulluk. O kaideyi çektinizde dostluk kalmaz. Ya Rabbi ben sana kul olmayayım, ya ne ol, dostun olayım. Kul olmak insanı dostluktan çıkartmaz ki. Dost ol ama kul olarak dost olabilirsin. Onun için zaten kul olmayıpta, dost olmaya kalkanlar belli bir noktadan sonra ben Allah’ım demeye kalkıyorlar. Yani bir noktadan sonra sigorta atıyor, ne olduğunu kendide bilmiyor koskaca bir hiç oluyor.

Siz sahabe içinde böyle bir adam duydunuz mu? Böyle araya düşen duydunuz mu? Sahabe içinde her günah işleyende vardı ama meczub yoktu. İlginç değil mi? Allah aşkından şu da dağa çıktı denilen biri var mı? Neden; çünkü Allah aşkından dağa çıkılmaz, Allah aşkı insanın kafasını tırlattırmaz. Allah aşkı adamın aklını büyütür, küçültmez. Allah aşkı adamın aklını başından almaz, aklı başa koyar. Onun için bir adamın aklı başından gitmişse Allah aşkından iddaa ediyorsa o başka bir şey. Onun adını başka bir şey koymak lazım. Onun için kulluğun üzerine inşa edilmeli dostluk. Dostluğun zemini kulluk olmalı. Çünkü Rabbimiz ben varlığı başka bir şey için değil kulluk için yarattım buyuruyor. Dostluk esasında sizin O’nu dost seçmenizle olacak bir şey değil, O’nun sizi dost seçmesi ile olan. O’nun sizi ne zaman dost seçeceğine dair bilgiyide O vermiş. Kulluk yaparsan dostum olursun. Onun için birbirine karşı olarak algılamamak lazım.

Ama şu da var, bize bunu söyleten sebepte şu sanırım. Hz Ali diyorki; 3 tür kulluk vardır. Hakiki kulluk, tüccarın kulluğu, kölenin kulluğu. Sizin itirazınız tüccarın kulluğuna. Tüccarın kulluğu ne; ver vereyim. Ver cenneti vereyim. Ver huriyi vereyim. Hani ne kadar salavat, o kadar huri sapıklığı varya… Kime ne desem bilemiyorum Allah islah etsin. İşte buna o itiraz. O itiraz dibine kadar haklı bir itiraz. Aynen katılıyorum. Adam tüccar, adam huri hesabı yapıyor oturmuş ne kadar etti, adamın derdi yok ki, şuanda kaç huri oldu bilançoda ne gözüküyor. Utanmasalar yıl sonu cari hesaba bakıcaklar. Ya hu bu değil ki; Cennet ve cehennem , cehennem sevgisi, cehennem korkusu olmamalıdır kulluğun hedefi. Rızadır, bir tek rıza. Ya Rabbi maksadım SENSİN, tek isteğim var o da RIZA. Sen razı ol, gerisi ne olursa olsun. Sen razı olduktan sonra her şey benim, sen razı olmamışsın her şey benim olmuş olsa ne olur? Cennet için, cehennem için kullukmu yapılır?

İşte bakınız, Kuran aslında bu terbiyeyi 23 yıllık nüzul sürecinde gösteriyor. Mekki gelen ayetler, Allah yakar, yakmaz şeklinde gelir ama sonlara doğru Medine’nin sonlarına doğru bu söylem değişir yerini Allah sever, sevmez diye gelir. İşte böyle gelir kardeşlerim. Niye peki? Çünkü ilahi terbiyede son doktora seviyesi sever, sevmez seviyesidir. Verir alır meselesi değil tüccarmısın mübarek? Onun için kardeşlerimin itirazını haklı buluyorum. Tabi bunu ya kulluğu boşver, o zamanda öyle bir din çıkıyor sevgi dini diyorlar. Ne yapıyorsun peki bu dinde Seviyoruz derler, içiyoruz diyenlerde var.  Bu ne biçim sevgi. Seven sevdiğini üzer mi, dostunu üzer mi? Son olarak kul olmadan dost olunmaz canlar önce özümüzü, haddimizi bilelim dost olmaya vakıfta oluruz inşeeAllah…