Bipolar Bozukluk Ne Demek

Bipolar Bozukluk Ne Demek post thumbnail image

Bipolar Bozukluk (Manik Depresiflik)

İki Uçlu DuyguDurum Bozukluğu diye de adlandırılmaktadır. Bu adlandırılma duygu durumunun çok enerjiklik hali ile çok karamsarlık hali arasında değişim göstermesinden kaynaklı konmuştur.

Günlük yaşamda herkesin duygusal dünyasında inişler-çıkışlar olur. Duygularımız öfke, sevinç, üzüntü, coşku, keder, huzursuzluk ve endişe arasında gidip gelir. Ancak bipolar bozuklukta yaşamsal olaylarla kısmen veya tamamen bağlantısız olarak uzun süren ve yoğun duygudurum değişimleri olur. Bu değişimler düşünceleri, duyguları, fiziksel sağlığı, davranışları kişinin işlevlerini ve tabi olarak yaşamını etkiler.

Genelde ergenlik dönemi ve erken erişkinlikte ortaya çıkar. Ancak ilk hastalık belirtilerinin her yaşta başlayabildiği bilinmektedir.

Bipolar bozukluk sıklıkla depresyon dönemi ile başlamakta, manik dönemler sonraki yıllarda ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden çoğu zaman teşhisi konmakta gecikmektedir. Normal bir depresyon hali olarak düşünülebildiğinden bu hastalığın ayırt edilmesi zor ve zaman alıcıdır. Tam olarak hastalığın kaynağı belirgin olmasa da, genetik bir geçiş olduğu bilinmektedir. Evli olan çiftlerden birinin bipolar olması durumuyla çocuklarda 1/7 ihtimalde görülme olabilir.

Bu hastalıkta cinsiyet, maddi gelir durumu veya sosyal durumu belirgin rol oynamamakla birlikte, her grup ve her yaşta görülebilirliği vardır.

4 farklı süreç halinde ortaya çıkabilir. Bu süreçler kimisinde tek düze yaşanırken, kimisinde zaman zaman farklı duygudurum bozuklukları yaşanmaktadır. Bu süreçlerin isimleri;

Bipolar Bozukluk Ne Demek

Bipolar Bozukluk Ne Demek

  1. Mani:Genelde aşırı keyifli olma, enerji artışı, yaratıcılık, uykuya gereksinim duymama, yorgunluk hissetmeme gibi kişiye hoş gelen duygularla başlar. Bazen hastalandığını o sırada kabul etmeme ve çabuk sinirlenme, aşırı tepki gösterme gibi belirtiler de eşlik edebilir.Normalde olamayan bir tezcanlılık görülür.

İlerleyen dönemlerde ise gerçekte olmayan sesler duyma, olmayan nesneleri görme gibi halüsinasyonlar olabilmektedir.

  1. Hipomani:Maninin daha hafif formudur. Hipomanik dönemde hastanın duygudurumu yükselmiştir, normalden daha iyi hisseder, bu dönemde daha üretkendir. Belirtiler hasta veya yakınları tarafından fark edilebilir ancak manide olduğu kadar hayatı güçleştirmez.

Kişi genelde bu durumundan hoşnuttur ve ilaçlarını bile kesebilir. Bu dönemden sonra birden mani veya depresyon gelişebilir.

  1. Depresyon:Üzgün, kederli hisseder veya normalde zevk aldığı şeylere karşı ilgisini kaybeder.Kendine bakımı azalır.Çok uyumaktan veya hiç uyuyamamaktan, sabah çok erken uyanmaktan yakınır. İştah kaybı veya artışı görülür.Konsantrasyon problemleri veya karar vermede güçlükler yaşar.Kendini değersiz, suçlu hissedebilir.İntihar, ölüm düşünceleri olabilir.

Ağır depresyonda da halüsinasyon veya hezeyan görülebilir.

  1. Karma Dönem: Gün içinde sıkça değişen mani ve depresyon belirtilerinin aynı anda yaşanmasıdır.

Bazı hastalar bu dönemlerin hepsi ile zaman zaman karşılaşırken, bazı hastalar sadece manik dönem veya depresyon ve hipomani dönemlerine geçişte yaşayabilir.

Not:Bu gibi hastalıkların belirtileri normal bir depresyon ya da hafif bir duygudurum bozukluğuyla karıştırılabilir. Bu yüzden hastalığın olup olmadığının tanısını kendi kendimize koymaya çalışmamalıyız. Belirtilerini hissediyorsak ya da bize çevremizden bu konuda dönütler geliyorsa, birkaç uzmana görünmeli ve doğru tanının konmasını sağlamalıyız. Bu hastalıkların belirtileri günlük hayatımızda zaman zaman yaşanan durumlar olmaktadır. Bunları yaşıyoruz diye bipolarız ya da başka bir hastalık gurubundayız gibi düşünülmemelidir. Bu gibi tanıların olduğunu düşünmek için belirtilerin yoğun ve en az 15 gün yani iki hafta sürmesi gerekmektedir.

Tedavi sürecinde ilaç kullanımı ve psikoterapi çeşitleri ya da EKT gibi uygulamalar söz konusu olmaktadır. Önemli olan hastalığın oluşum süreci ve tetikleyici yaşantıları bulmak, bunları düzeltmektir. Unutmamalıyız ki her hastalık bir belirtidir. Hayatımızda sağlık açısından olsun, manevi açıdan ya da düşünce şeklimizden kaynaklı olsun bir şeylerin yanlış uygulanmasıyla oluşmaktadır. Tedavi de bu yüzden öncelik sorunun kaynaklarını bulmakla başlar.

Aşağıdaki konulara dikkat ederek, ufak duygudurum değişikliklerini ve stresi azaltabilirsiniz;

Düzenli uyku. Genelde aynı saatte uyumak ve uyanmak. Bozuk uyku düzeni vücudunuzda kimyasal değişikliklere yol açar ki bu da duygudurum bozukluklarını tetikleyebilir.

Düzenli aktivitenin sağlanması. Alkol veya başka bir madde kullanımı beyin işleyişinde dengesizlikler yapabilir, duygudurum bozukluğuna yol açabilir, kullandığınız ilaçlarla etkileşebilir. Her gün kullanılan düşük miktardaki alkol, kafein, grip/alerji/ağrı için alınan ilaçlar uykunuzu, duygudurumunuzu olumsuz etkileyebilir. Bunun yerine daha aktif bir yaşam, yürüyüş, spor veya hobilere zaman ayırmak daha doğru olur.

Aile, arkadaş desteğiönemlidir. Tedavi sürecindeyseniz doktorunuz ya da terapistiniz sizin ve ailenizin eğitiminde gerekli desteğin doğru sağlanması adına yardımcı olacaktır.

İşinizdeki stresi azaltmalısınız. Mutlaka işinizde en iyisini yapmak isteyeceksinizdir, ancak hastalıktan korunmanın da sizin için çok önemliolduğunu unutmayın. İşe gidemeyeceğinizi hissettiğinizde, patronunuza bunu söylemelisiniz ve kendinizi çok yıpratmamalısınız.

Sizi etkileyen olayları not almalısınız. Ve hayatınızı yoğun şekilde etkilediği her dönemde mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz.

Yazar: Derya TURKAY

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar