Çaresi Olmayan Hasretin Yakarışı
Sitemim Yokluğuna
Sen bakma bana ey güzel gözlüm Sitemim değil sana
Benim derdim bir tek yokluğuna
Çaresiz kalıyorum acınası yalnızlığımda
Korkulara düşüyorum mazilere saklanmış aklımda
Hayal kurup geceleri uyuyorum, rüyalarıma gel diye ama
Yetmiyor hiçbiri bana
Bu yüzdendir çok özlüyorum seni…
Her an aklımdasın, hayallerimde, rüyalarımda, kalbimde
Bir şizofren gibi taşıyorum seni her yerde
Unutamıyorum ki bir an dahi
Bu yüzden özlemim dinmiyor ve ben sensizliğin girdabında çaresiz
Bitap, yorgun düşüyorum.
Aldığım nefes ferahlatmıyor aksine yakıyor içimi
Bu yüzdendir tüm sitemim inan ama
İnan değil bu sitemler Sana
Sadece yokluğuna…
Vazgeçemem …
Sokaklarda dolanırım biçare halde
Ararım Seni her yerde…
Bulamam ama vazgeçemem de…
Susarım sensizlikte
Konuşsam da ne çare
Senin yokluğunda söylenen her söz israf
Alınan nefes anlamsız
Yaşamak gereksiz belki de…
Zihnin Kaybolan Yüzü
Bir mahzende kitli kalbim
Sensiz mahşerin karanlığı
Mekansız zamansız bir an
Var yok bilinmez bir diyar
Üstü örtülü sabah
Bir acı bin ah
Sen ben ve dışardaki bahar
Yankısız gecelerin basitleşmiş ruhu
Belirsiz, cahil bir ruhun gezinmişliği
Çaresiz kalplerin sonuçsuz cümleleri
Ölüm haberinin yüreğinde yankılanışı
Bir kadın ve bir adam
Beraberlik arzusuyla yanan iki kalp
Çaresiz acınası uzaklık
Bitmek bilmeyen mesafeler
Yok olan düşler
Kabusa dönen geceler
Boşlukta kalmış çırpınışlar
Basitlik, anlamsızlık
Bir hiçlik
Yok olmuş umutların çarpan kadehlerde hatırlanışı
Mazi mazi gezen kadın
Ve kaçınılmaz sonun atılacak son adımı
Karalanan cümlelerin karmaşasında yol almak
Bir kalem ve kağıdı gün ışığına çıkarmak
Saçmalıklarla son bulan filmlerin yaldızlı övgüleri
Nedir nedendir bilinmeyen kaderin üstümüzde bıraktığı tırnak izleri
Ah dostum anlatamıyorum galiba
Kelimelerim bütünleşmiyor cümlelerde
Hepsi ayrı ayrı konuyor içerime
Bu yüzden derdim çözülmeyecek bir sır
Çok bilinmeyenli bir denklem gibi
Tüm bu saçmalıklar hasretin kör ve aptal oluşundan kaynaklanıyor
Yalnızlıkta unuttuğum konuşmanın dilimde bıraktığı sadece belli vurgular
Sanırım mahvoluyorum yavaştan
Varım ama yokmuş gibi yaşıyorum
Mücadele edemiyorum
Kendimden her geçen gün biraz daha nefret ediyorum
Hatta kendimi tanıyamaz oluyorum
Aynalarda her gün başka bir yüze tanık oluyorum
Tanışayım diyorum el uzatıyorum ama
Karşımdaki insan görmezden geliyor beni
Her defasında bir hiç oluyorum
Bitmiyor sancıların ahenginde gezinen düşlerim
Gerçekleri bir türlü göremiyorum
Bıraksalar beni böylece
Yaşayamıyorum
Artık bir vedaya sığdırıyorum satılarımı
Elveda benliğim…
Terk edilmişliğim…
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli,
Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,
Hüzün rengi almış saçlarının her teli
Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,
Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeliBöyle mahsun kederli değildin eskiden
Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi
Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan
Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi
Baygın kokusuna anılarla beraber giden
Böyle mahsun kederli değildin eskidenSevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Ağlamaktan mı karadı gözlerin
Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin
Şimdi neden yaşardı gözlerin
Hasta mısın, yorgun musun nen var
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadarArzular vardır bilirsin anlatılamaz
Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz
Keder sana yakışmıyor gül biraz
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz…
Victor Hugo – Keder Sana Yakışmıyor
Sevmek şöyle dursun sensiz baharı
Yaşamak ölmekten hazin geliyor
Kapanmış sabahın bütün yolları
Geceler ömrümden uzun geliyor…
Kadehler açıyor dostla aramı
Kimse dinlemiyor sarhoş dramı
Şarkılar deşiyor gönül yaramı
Her telden bir başka hüzün geliyor…
Duymuyor ahımı anlamıyor dil
Hançeri bağrımdan çekmiyor katil!
Zalim hasretinden ne bir gün tatil
Ne de bir gecelik izin geliyor!..
Bir değil bin fırsat geçse elime
Seni tenkit etmek düşmez dilime
Şu anda aklıma iki kelime
“Sensiz yaşayamam” sözün geliyor…
Vicdanım elvermez şeytana uysam
Ağlarsın, kıyamam, canıma kıysam
Ne zaman bir tren çığlığı duysam
İçime elveda sızın geliyor!..
Cemal Safi Sensiz Bahar
..kim demiş ölümden öte köy yok?
Özlemek diye bir yer var,
eti yok,
kemiği yok,
cesedi var,
mezarı yok..
-Eren Kazım Yıldırım-