Davud AleyhisSelam a Açılan Rahmet Kapısı
Davud a.s bir gün yolda giderken insan kılığına girmiş iki melek aralarında konuşurlar. Davud’un a.s her hali güzel de bir de kendi eliyle kazanıp yese derler. Hz Davud bu mesajın hakikatini hemen anlar ve bu sözü ulaştıranın Allah olduğunu bilir.
Allah’a dua eder el emeğiyle yapabileceği bir işe sahip olmak için. Allah u Teala da Ona demirci ustası olmayı nasip eder.
Bir gün işiyle uğraşırken Yanına Hz Hızır a.s gelir. Hiç soru sormadan onu izleyip her hareketini takip eder. Davud a.s işini bitirince. Hızır aleyhisSelam’a dönerek bu nedir biliyor musun?
Hayır, demiş Hızır a.s.
Bu bir savaş zırhı deyip üzerine giymiş.
Bunun üzerine Hızır a.s Hamd olsun, Sabrettim ve Öğrendim, demiş.
Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. “Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin” dedik. Ona demiri yumuşattık. Geniş zırhlar imal et, dokumasını ölçülü yap. (Ey Davud hanedanı!) İyi işler yapın. Kuşkusuz ben, yaptıklarınızı görmekteyim, diye (vahyettik).
Sebe Suresi 10-11
Hz Davud a.s ki Peygamberler arasında en çok ibadet etmesiyle bilinir. Bir gün değil bir gün oruç tutar. Taşlar kendisiyle beraber zikreden oldukça akıllı ve güçlü bir komutandır. Fakat Allah kulunun yerinde saymasını istemez. Razı olduğu kullarını daha güzel yerde görmek ister. Bu sebeple Rahmetiyle Davud Peygamberi uyandırmıştı melekleriyle. Dünyada yapabileceği ve ahirette karşılığını almasını sağlayacağı tüm Rahmet kapılarını açmıştı.
Buna benzer bir kıssa da Peygamberimizin Hz Ömer’in oğlu Abdullah için söyledikleridir.
Abdullah bin Ömer çok dinine bağlı güzel ahlaklı bir gençti. Allah Resulu de Rabb’inin Davud a.s duyurduğu gibi Ona şu sözleri duyurmuştu. Abdullah ne iyi insandır, bir de gece namaz kılsa ne güzel olurdu…
Sohbet Yazarımız: Birfani