Dünyaya Nasıl Teslim Olmayız
Hayata karşı çok tutkulu yaşarız. Bir şeyi sevdik mi illa bizim olsun diye diretiriz. Bir zorluk olduğunda bir an önce bitmesi gerektiğine inanırız. Bu dünyaya geliş amacımızın mutluluk olduğuna inanırız içten içe. Mutlu olmak içinde kendimizi zorlarız. Zorluklardan kaçıp, kolay olanı seçmeye çalışırız. Tabi kolay olan varsa…
Sürekli bir karmaşa haliyle hayatımızı sürdürürüz fakat bir türlü tatmin olamayız yaşadıklarımızdan… En güzel, en mutlu hayatı tanımlamaya kalksak herkes ilk olarak huzur kavramına vurgu yapar. Huzurun anlamını da herkes kendince doldurur. Ve genelde hiç sorun olmayan hayatın huzurlu olduğu kanısına varır. Fakat unutulan bir gerçek vardır. Burası Dünya’dır… Dünya hayatı bir karmaşa ve imtihanımızı vermek için geldiğimiz bir eğitim ortamı. Düşündüğümüz gibi hiç sorun olmasın, hiç yada çok az çabayla her şeyi elde edeyim, gibi bakabileceğimiz bir yer değil.
Algımızı değişmeli ve imtihan kavramını daha iyi anlamamız gerekir. Zorlukların üstesinden gelmek için de teslimiyet şarttır. Allah’a teslim olmayı başarabilen kul, Peygamberlerin o güzel vasıflarını kazanabilir. Onlar bizlerin en güzel örneğidir. Teslim olmak, Zekeriya a.s gibi bir duayı yıllarca ümitsizliğe düşmeden yapabilmektir, Eyyub a.s gibi yıllarca zorluklarla mücadele ederken, aklında tek bir şey olmasıdır: Allah benden razı olsun, o bana yeter… Yahutta Musa a.s duası gibidir, teslimiyet…. Bıkmadan vazgeçmeden çıktığı yolda bir bakmışsınız Firavunun sarayında, bir bakmışsınız, askerler peşinizdeyken kaçıyorsunuz, ya da bir bakmışsınız Şuayb a.s ın kapısında çobansınız. Zenginlik, fakirlik, iş seçme yapmadan, Ya Allah deyip yol almaktır.
Nasibimiz nerde deyip yola çıkmalı ve çıkarken de duamızı içtenlikle edebilmektir.
Musa a.s şu duasını çok severim. “Allah’ım göndereceğin her hayra muhtaç bir haldeyim” Seçmeden, takılmadan, sadece kendisine verilen ömür bitene kadar mücadelesinde ayakta tutmasını sağlayan neyse o hayrı talep ediyor. Dünya ve dünyalıklara takılmıyor. İlla şuyum olsun, şu kişilerle olayım, şunları yaşayayım yok duasında… Çok berrak bir teslimiyetle yönelmiş Rabb’ine.. Takdire şayan bir iman örneği bizim için.
Bizler de Musa a.s gibi teslim olabilsek ve bıraksak her şeyi Rabb’imize sadece kendi çabamızı doğru yapmanın peşine düşsek, bizler de hayatlarımız sıkıntıyla dolduğunda bile kalplerimizde huzurumuz olacaktır. Çünkü o zaman tek derdimiz Allah rızası olur.
Bunları söylemek kolay ama yapmak zor değil mi? Gerçekten onların Peygamber seçilmelerine layık olduğuna şahitlik edebiliyoruz. Bu kadar teslimiyet, bu Lütfu hak ettiriyor. Bizler de Peygamberliği değilse de önümüzde bize vaat edilen cennete layık bir hayatı sürdürebilecek kadar teslim olmayı en azından başarmalıyız. Derdimizin geçeceğini, nimetimizin biteceğini bilmeliyiz. Bu dünyaya zaman zaman kapılsak da, dertlerimiz hiç bitmeyecek gibi görünse de, teslim olduğumuz da göreceğiz ki her imtihanın bir vakti ve öğrettiği şeyleri vardır. Eğer ki Sabredebilirsek, dersimizi alıp vaktimizi tamamlayacağız. Bazen dertlerimiz biter gibi olur ama yeniden başlar… Bu da hayatımızın kurtarma sınavı gibidir. Allah daha iyisini yapmamız ve imtihanımızı daha iyi geçmemiz için bir süre daha vermiştir bize. Ama kurtarma da olsa bu sınav, ikinci hak da olsa bir süresi vardır. Mutlaka bitecektir. Bunu hep aklımızda tutmalıyız ve olanlarla değil, neler yaptığımızla ilgilenmeliyiz. Ve bıkmadan, usanmadan, acele etmeden duamızı teslimiyetle yapmalıyız…
Yazar: imtihan
iSLami Sohbet Sitesi.