Emri Bil Maruf Nehyi Anil Münker Nedir?
Müslüman bir insanın namaz kılmak, oruç tutmak gibi görevleri olduğu gibi, emri bil maruf nehyi anil münker gibi, Hakkın ve Hakikatin yayılmasını sağlamak, kötü, necis olandan uzaklaştırmak ve zulmü durdurmak gibi görevleri de vardır. İslam dinin korunması, Hakkın ortaya çıkması için herkes gücünün yettiği ölçüde bu görevi üstlenmek zorundadır…
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder kötülüğe engel olursunuz, ya da Allah, yakında umumi bir bela verir. O zaman dua edersiniz, fakat duanız kabul olmaz.” Tirmizi, Fiten, 9
Müslüman olmak bizim bencillikten uzaklaşıp, Allah rızası için hayırlı hayatı yaratılmış diğer kullarla birlikte yaşama arzusu duymaktır. Bunun için de doğru olanı başta ailemiz daha sonra da diğer insanlara yaymamız gerekir. Yanlış bir bilginin yayılmasını durdurmamız, bir zulüm ve fitnenin durdurulmasında da gücümüz nispetiyle harekete geçmemiz gerekir…
“Kim bir kötülük görürse eliyle, buna gücü yetmezse diliyle onu önlesin; buna da gücü yetmezse kalbiyle kötülüğe öfke duysun; bu ise imanın en zayıf derecesidir” (Müslim, Îmân, 78; EbûDâvûd, Salât, 232)
İmam-ı Rabbani de şöyle ifade etmiştir ki: İslamiyet’in emirlerini bildirip yaymak için, keramet sahibi olmak gerekmez. Herkesin bilgisi ve gücü nispetinde çalışması şarttır. İmkânım yoktu diyerek, bahane ileri sürmek, kıyamette insanı azaptan kurtarmaz. (Mektubat-ı Rabbani)
Emri bil maruf yapmanın da usulü bir yöntemi olmak zorundadır. Kafamıza göre Hakkı anlatmaya kalkarsak, Peygamberimizi ve ayetlerdeki nasihatleri örnek almazsak, yaptığımız uyarılar insanları düzeltmediği gibi tam aksi şekilde yanlışa meyl ettirebilir. Bu yüzden bir dinin yayılışı nasıl ki Peygamberimizin karakteri, tavrı ve 23 yıllık bir Sabırla yapıldıysa, bizler de bu gösterilen yolda ilerlemeliyiz.
Ancak üç haslete sahip olan kimse iyiliğe emredip kötülükten sakındırabilir: Emir ve nehiy ettiği şeyi bilen, emir ve nehiy ettiği şeyde adil olan (haddi aşmayan), emir ve nehiy ettiği şeyde yumuşak davranan. (Caferi Sadık)
Emri bil marufun şartı sözde de geçtiği gibi, Önce o konuyu sağlam bir kaynaktan (Kur’an ve Sünnetlerden) biliyor olmak gerekir. Ve yine tavır ve davranışlarında adil ve doğrular üzerinde olmak gerekir. Çünkü yapmadığımız sözün etkililiği düşük olur. Öfkeli bir insanın Sabra daveti etkili olmayacak, namaz kılmayanın, namazın öneminden bahsetmesinin de güven vermeyecektir.
Hz Ömer (r.a) çocuğu çok şeker yediği için, nasihat istemeye gelen bir anneye kırk gün sonra gelmesini söyler. Kırk gün boyunca şeker yemez ki, yaptığı nasihati etkili olsun…
Diğer bir özellik de kişinin Sabırlı, anlayışlı, merhametli olması ve bundan ötürü kazanılmış bir yumuşak kalp ve dile sahip olması gerekmektedir. İnsanlar ancak kendisine samimiyet ve merhametle söylenen söze daha kolay itibar eder…
Emri maruf ve nehyi münkeri, rıfk(anlayış) ve hilm(yumuşak huylu ve kolaylık gösterici) sahibi fakihler yapar. [imam Gazali]
Ehl-i kitapla, zalim olanlar dışında, en güzel bir şekilde mücadele ediniz ‘Biz, hem bize indirilene hem de size indirilene iman ettik. Bizim de sizin de İlahınız birdir. Biz, ancak ona teslim olan kimseleriz.’ deyiniz…”(Ankebut, 29/46)
Ona kavl-i leyyinle (yumuşak bir dille) anlatın. Olur ki, öğüt alır veya korkar.” (Taha, 20/43-44)
(Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir. (Nahl, 16/125)
Emri bil marufun diğer bir boyutu da ayetlerde vurgu yapıldığı üzere; zalimler hariç diğer ehli kitaba merhametli ve yumuşak bir şekilde yapılmasıdır. Zalim bile olsa hakkı söylemekten çekinmemek gerekir. Burada ince çizgi, zulm eden bir zalimin öncelikle durdurulmasıdır… Sadece öğüt alan Mü’min ve öğrenen cahil iyiliğe emredilip kötülükten sakındırılır. Ama kırbaç ve kılıç sahibi olan kimse değil. (Çünkü emir ve nehiy onu zulüm yapmaktan alıkoymak için yeterli değildir.) [Caferi Sadık]Kişi halka veya bize zulm ederken gücümüz yetiyorsa ona engel olmak için mücadele etmek gerekmektedir.
Emri bil Maruf ve Nehyi anil Münker bizlerin esas görevlerinden biridir. Hatta Cumartesi yasağını çiğneyen Yahudi halkından bu görevi yerine getirenlerin affedilebileceğini Rabb’imiz bildirir… Kişinin yanlışı doğruyu bilmesi yeterli değildir. Bu doğru ve yanlışları diğer kulların iyiliği ve Allah rızası için diğerleriyle paylaşması da gerekmektedir…
iSLami Sohbet Sitesi.
çok güzel bir konu tşk ederim arıyrodum buldum