Günahları Ortaya Çıkarmanın Tehlikeleri
Bir gece Hz. Ömer, Medine sokaklarında dolaşırken evin birinde bir gürültü, bir acayip sesler duydu. Halife, dama çıkıp bir delikten evin içine göz attı. Evin sahibi, karısıyla birlikte şarap içiyordu.
Hz. Ömer öfkeyle haykırdı:
– Ey Allah’ın düşmanı! Senin bu isyanını Allah’ın gizleyeceğini mi sanıyorsun?
Evin sahibi, sesin sahibini tanıdı ve karşılık verdi:
-Ey Müminlerin Emiri! Dur, acele etme. Ben bir günah işledim. Sen de birkaç suç…
Aziz ve Celil olan Allah, kitabı keriminde tecessüsü yasak etti ve: ‘Tecessüs
etmeyin’ buyurdu. Sen ise benim evimin damına çıktın, sonra karımı senin gözlerine mahsus olmayan haliyle gördün ve casusluk yaptın.
İkincisi; Allahü Teala:-‘Evlere, arkalarından dolaşıp, pencere ve deliklerinden bakmak iyilik değil’ buyurduğu halde, kapıdan gelmedin de pencereden baktın.
Üçüncüsü; Allahü Teala:-‘Başkalarının evlerine izinsiz girmeyin’ buyurduğu halde, selam vermeden, izin almadan içeri girdin.
Halifeler halifesi, şiddetle irkildi, yaptığı bu hatadan dolayı Allah’a yalvardı ve adama dedi:
– Seni affedersem, ne gibi iyilikte bulunursun?
– Beni bağışlarsan, bir daha bu işe dönmem, ey Müminlerin Emiri!
– O halde anlaştık…
……..
Günahları ortaya çıkarmak, bizlere doğru bir şeymiş gibi gelse de bazen, aslında bu insana zarar veren, içine kuruntu getiren, arayı bozan bir haldir.
Hem insanların arasını bozar, hem kalplerindeki merhameti azaltır.
Hem günahların yaygınlaştırılmasına sebep olur.
İnsanların utanmasını önler ve affedilme ihtimallerini azaltır.
Yani günahı ortaya çıkarmakta bir fayda olmadığı gibi büyük zararlar vardır. Tabi ki buradaki günah kavramı nelerdir, iyi idrak etmek gerekir.
Bir zalimin zulmünü duyurmak, günahı ortaya çıkarmak mıdır? Yahut da kötü müdür?
Bilakis, böyle bir şeye engel olmak ve engel olamıyorsan dahi yaymak kötü değildir. Çünkü burda bir mazlum, zulme uğrayan biri vardır. Bu sebeple bunu ortaya çıkarmak olması gereken bir durumdur.
İftira eden birinin, aslında yalan söylediğini ortaya çıkarmak da günah değildir. Çünkü yine bir mazlum vardır ortada. İftiraya uğramış, hakkı yenmiş biri vardır.
Yani günahı ortaya çıkarmak mı, çıkarmamak mı çelişkisinin tek koşulu vardır, o da ortada mazlum birileri, hakkı yenmiş birilerinin olmasıdır!
Ve şöyle de bir ihtimal hali de olabilir. Bir kişi ya da kurum, art niyetli planlar yapıp, insanlara veya topluma zarar verecekse, o zarara engel olmak da yasak olmadığı gibi gereklidir.
Lakin bir insan zina yapıyorsa kimsenin haberi yoksa, bir insan alkol kullanıyorsa kimsenin haberi yoksa vs bu tarz sadece şahısları ilgilendiren günahlar, ulu orta yapılmadığı sürece bu günahları ortaya çıkarmak ve yaymak yanlıştır.
Elbette bu günahlar çok çirkindir. Burda günahları basitleştirmek değildir amaç. Asıl amaç, toplumun zarar görmesi ve kişinin Tevbe ve pişmanlıktan uzaklaşıp yüzsüzleşmesidir.
Hucurat Suresi 12. ayet
Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.
Kalem Suresi 10. – 14. ayet
Olur olmaz yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp iğneleyen, durmadan laf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günahkâr, huysuz ve kaba, üstelik karakteri bozuk kimselere, serveti ve çocukları var diye sakın boyun eğme….