Harflerin Ötesindeki Duygular
Bahar akşamını süsleyen gözlerinle tanıştığım o anın vazgeçilmez yankısında kaybolmak istedi ruhum.
Geceki karanlık, yalnız ve sessiz olur, seninle en aydınlık geceyi yaşadım.
En kalabalık günümdü belki, hiç bu kadar çırpınmamıştı kalbim.
Yüreğimin sesi her yerde yankılandı.
Kimsecikler yoktu ama ben hayatın merkezine yerleşmiştim.
Seyrediyordu alem beni tüm esrarengiz duygularıyla.
Saatin günleri geçmek istediği, dünyanın cennetle yarıştığı andı.
Sen vardın ve gözlerin ve usulca senden gelen huzurun tenimde hissettirdiği kıpırtı.
Sanki her yerde çiçekler tomurcuklanmıştı aynı anda aynı sesi haykırarak…
O an bir Ben vardım, bir de Sen…
Gerisini hatırlamıyorum.
Dünya o kadardı, tüm duygular kaybolmuştu içimdeki duygunun arayışında.
Bir şeyler vardı bizi özel kılan.
Adsızdı…
Hiçbir kelimeye sığmayacak kadar derindi.
Harflerin ötesinde bir mana…
Kararsız kalmanın hükümsüzlüğü içinde, bizi biz yapacak olan, bizi bizden çıkaracak…
İkiyi birleyecek, biri tümleyecek, birden sonsuza uzanan değeri tek kelimede özetleyecek…
Aşk Şiirleri , Özlem Şiirleri, Çaresizlik şiirleri…
aradığınız duyulmamış aşk şiirlerini sohbet sitemizden okuyun…
Sizlerde içinizdeki duyguları haykırmak ve sevdiklerinize jest yapmak isterseniz,
bizlere kalbinizin sesi olan şiirlerinizi ulaştırın…
Sohbeti İslam
Sohbeti Aşk
iSLami aşk
…
Bir adam bir kadın var içimde iyice anladım
Bana bunu sessizce anlatıyorlardı
Bir yerde onların yönlerinden
alımlı bir zarf katlanmıştı uzaktaki
bulvarların geceye vurdukları
çağırmasız kır günlerini zararsız akrepleri
uzunlamasına yaşayıp yatay bir çocukla kalkan
bir sürü alışkanlıklar taşıyan
insanlığımızı gülüşü yalnızlar çarşısında
çağrılmış gümüş seslerini aynadaki yüzlerin
başkası sevsin diye en seçkin yerine
bir şal gezdirirdi
İnsanlığımıza bir şey getirirdi yalnızlarla
Bir sen varsın hep saçların ağzın
Bir merdiven hücresinde
uzak çağrışımlarla koşardın ya bensem
seni sonsuz gelişinle
saçından tanıyor gülüşünden kaçıyor
eğilip başını içlerimden geçtiğin zaman
uzağa bir yolcuya karşı çıkar gibi
Artık gecikmiş alışıldığım gidişinle
davranılmaz üstünde durulmaz
hiçbir tüfeğe gelmez bir kekliksem
Yüzün soygundan geçmiş öyle bir yerde
durmuş ki bakışın boynun bozgun
üstünden bir nehir geçer gibi
ya gecedir ondan ya bulanık sudan
bir hasta gibi ağrımaktasın
Gelişini aldım onu nasıl harcadım
Denizden bunalıp okyanusa
Selâm çakan vapurun
Sevindik adımına birden parka çekildik
Ve birden nasıl bayram bıyıklı
Bir yaylım herkesin yaydığı bir merhabayla
Eğip başını içlerimden gittiğin zaman
Uzağa bir yolcuya çıkar gibi
Selini üstüme çektin önce
camdan bir mektup dolabının
üstüste sayısız koridorunu yüzüme yakın
başını duvara değdirmiş bir benzetişle
josef ka benzeri bir bakışındı
ya da konuşmayı kesip aman sen
öyle bir gittin ki benimle
Piknik beni sana verdi önce
Gelişen güneş yalnızlıktan bir göze
Eski ellerin
Ve çağlarınla bir şeye uzanmış etin
Ve hançerinle zamana saf durmuş
Son gidişindir bu
Bunların hepsi beni çağırıyorlar sevinçlerimden
Biri denizdir uzun boylu gürültüsüyle
zaten hangisi kavak zürafası değil
biri bütün yan odaları bekler
kuşkulu geçer camlardan
ve bırakır yerini bir koridor bekçisine
Haydi sen bütün onlara git benimle
Son sigaramdın
Gidişin antinikotin
Birden bir şey mutlu eşit piyano çalıyor
Elleri iki çeşit durgun
Gerçi çıkmıyor gelenlerin karanlığa duranların
Suya inen sesleri
Tam şimdi denizinle
bir çakıl taşına yaklaşıyor
kuma çok yakın bütün kesitlerinle
bakıyor ve bunalıyorsun
Tam şimdi ipe koşan
beni elleriyle alkışlayan
ağrıyan bir gün geliyor…
Sevmekte Yorulur – Cahit Zarifoğlu
Bir kadının mahremi, hayalidir.
…Girmeyeceksin öyle paldır küldür.
Girdin mi, yıkmayacaksın!”
…
…
…
Eren Kazım Yıldırım –
Seni Tertemiz Bir Geceye Gömdüm kitabından