Hayatımızın İçindekiler Kimler
Hayatımızın Ajanıyız
Bir ajan olduğumuzu düşünelim. Bir filmin başrolünü bize ayırmış olsunlar. Bir şeylerin değişmesi ve doğruların ortaya çıkması bizim çabamıza bağlı olduğunu bilirsek, nasıl bir tutum sergilerdik. Birkaç dakika düşünelim.
Düşündüğümüzde göreceğimiz şunlar olacaktır, diye tahmin ediyorum. Bir not defterimizi elimize alırdık ve dikkatimizi çeken olması gereken ama yerinde olmayan her şeyi not alırdık. Bazen bir grafik çizer ve bağlantılar kurmaya çalışırdık, olaylar ve kişiler arasında. Ama en çok önemseyeceğimiz şey, insanların tavrı ve bakışları yani bize ruhlarında ve akıllarında sakladıklarını yansıtacak şeyleri ararız. Muhtemelen yanlış bir şeyler varsa, bu korku, kaygı, üzüntü olarak yansıyacaktır. Ya da elde edilen gizli bir zafer sonucunda mutluluk, sevinç gösterileri olacaktır. Bu yüzden saklamaya dahi çalışsalar, çok çok profesyonel olmadıkça konuyla bağlantılı bir hal göreceğizdir. Bizlerin en büyük ipuçları insanlar olacaktır.
Bizler şuan bir ajan filminin başrolündeyiz zaten desem bana inanır mısınız? Evet, doğru duydunuz. Bu hayatta bir ajan rolündeyiz. Nasıl mı? Ailemizin, arkadaşlarımızın, dışarıda bizimle iletişime geçen herkesin duygu ve düşüncelerini, yaşantılarını anlama çabası içindeyiz. Bazen filmlerde olduğu gibi sorunları yanlış yerde ararken kendimizde görürüz. Bazen de yanlış bağlar kurarız grafiklerimizde, ama fark etmez. Bizler bu hayatta iyi ya da kötü de olsa birer ajan oluyoruz.
İyi ve başarılı bir ajan olmak için, gerçek bir gözlemci olmalıyız. Ezbere düşünceleri terk edip, gerçekleri iyi analiz edebilme özelliği kazanmalıyız. Tabi ki öncelikle işimizi ciddiye almalıyız. Ve bir şeyler arıyorsak, onu önemsemeliyiz. Önemsenen gerçekler açılır, görmezden gelinenler ise kapanır.
Ajan olmanın faydası var mı, merak ediyorsunuzdur. Ajanlıktan kastımı da tam olarak anlayamadınız şuan. O zaman şöyle bakalım olaya;
Bu sabah kalktınız, eşiniz sizden önce uyanmıştı ve yüzünün asık olduğunu gördünüz. Sordunuz ama bir türlü cevap vermedi, yok bir şey canım deyip sizi inandırmak için gülümsemeye başladı. Siz işte böyle bir durumda başarısız bir ajansanız, onun iki dakika önceki yüz ifadesini unutup, gülümsediği hale aldanacaksınız. Ve belki de uğraşmak istemediğiniz ya da yeterince önemsemediğiniz için, görmezden gelmeyi tercih edeceksinizdir. Ama iyi ve duyarlı bir ajan olsaydınız, eşinizin iki dakika önceki yüz ifadesini bir kenara not alırdınız. Hemen arkasından yok bir şey canım deyip, sizi ikna çabasında olduğunu da… Ve daha sonra yaşanacak olanlarda da yerinde olmayan halleri not alırsınız. Tabi ki her yaşananı ve her gördüğünü not almak iyi bir ajan özelliği değildir. Ancak iyi bir ajan olmak isteyen ama acemi olan biri her şeyi yazma gereği duyar. Gerçekten başarılı bir ajansanız, neler yanlış olduğunu fark eder ve ona göre az ve öz notlar alırsınız.
İyi bir ajan olmak bir anda kazanılacak bir vasıf değildir. Hayatımızda kazandığımız, kazanacağımız bütün roller gibi bir sürece ihtiyaç duyar. Ama eğer istiyorsak, bir gün mutlaka başaracağız. Temel olan şey önemsemek ve kendimizi geliştirici şekilde çaba göstermektir.
Daha faydalı bir yaşam sürdürmek ve insanlara da yardım etmek istiyorsak, onları önemsemeliyiz. Doğrularımızı gözden geçirmeliyiz. Hakikatlere ulaşmalı ve deneyimler elde etmeliyiz. Ancak bu şekilde amacımıza ulaşırız. Ve gereken şeylere zamanında müdahale edebiliriz. Bir hastaya erken tanı koymanın çok önemli olduğu gibi bizler de hayatlarımıza ve hayatımızda yer alanlara erken tanı sayesinde iyi bir hayat sunarız. İyi bir ajan, iyi bir doktor gibi tetkiklerini belirtilerden yola çıkarak koyar ve hayat kurtarır.
Yazar: Derya TURKAY