İletişimde Empatinin Önemi
İletişim; İki kişinin duygu, düşünce ve bilgilerini paylaşarak birbirlerini anlama süreci olarak tanımlanabilir. İletişim hali, toplumsal bir yaradılışa sahip olmamız ve milyonlarca canlıyla aynı dünyayı paylaşmamız nedeniyle zorunlu bir durumdur. Mademki, kişiler karşılaştıklarında iletişim kaçınılmaz olarak gerçekleşiyor; o halde amacımız iletişimin etkili sürdürülmesini sağlamak olmalıdır.
Etkili İletişim: İletmek istediğimizi karşımızdaki kişiye amaçladığımız biçimde iletebilmek, isteneni elde etmek ve beklenen tepkiyi oluşturmaktır. Etkili bir iletişim de beden dilimizi kullanma şeklimiz önemlidir. Araştırmalara göre; İletişimde; % 55 Beden Dilinin, % 38 Ses Tonu Ve Şeklinin, % 7 Sözcüklerin etkili olduğu ifade edilir. Bunları da göz önüne alırsak iletişimimizde dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:
- Yüz ifadeniz canlı ve dinamik olmalıdır.Pek çok düşünceyi başkalarından sözel anlamda saklayabilir, ama yüzümüzde saklayamayız.
- Sıcak ve güven verir nitelikte tebessümü asla unutmamalıyız çünkü gülmek bütün insanlar için mutluluk vericidir.
- Donuk ve anlamsız bir yüz ifadesinden kaçınmalıyız. Savunduğunuz fikri düşünce ve beden olarak önce bizler benimsemeliyiz.
- İletişimde; düşüncelerin, duyguların ve bilgilerin ifade edilmesinde söyleyiş tarzı, sesin tonu vurgu ve susmalar çok önemlidir.
- İletişim de açık, net ve anlaşılır olmalıyız. Kendimize has düşünce ve ifadeleri ya da şivemizi önemli konularda geri planda bırakıp, daha anlaşılır cümleler kurmalıyız.
- Karşısındakine saygı duymama, onu ve söylediklerini anlayışla karşılamama durumu; onu bir kişi olarak önemsememe, kabul etmeme anlamını doğuracağından, karşıdaki kişiyi savunma haline geçirir ve doğal olarak iletişim bozulur. Bu yüzden öncelikle karşımızdaki insana saygı duyduğumuzu hissettirmeliyiz.
Etkili İletişim Sürecinde İyi Bir Dinleyici Olabilmek Çok önemlidir!
- Duymak için öncelikle karşımızdaki kişi kendini ifade edene kadar susmalıyız.
- Dış etkilerden kurtulup, sohbetimize odaklanmalıyız.
- Konuştuğumuz kişiye bakmalıyız.
- Sohbette ana noktayı aramalıyız (Acaba bana ne söylemeye çalışıyor?)
- Diğer kişileri dinlerken onlara yönelip, baş hareketleriyle dinlediğimizi belli etmeliyiz, bu bize daha fazla saygı gösterilmesini sağlayacaktır.
- Dış görünüşümüze her zaman dikkat etmeliyiz.
“Doğuştan iyi dinleyici olanların sayısı azdır. İyi bir dinleyici olabilmek için; bilinçli bir çaba ve yeni beceriler öğrenmek gereklidir.” Doğan Cüceloğlu
“Anlaşılma arzusu sevilme arzusu kadar şiddetlidir.” John POWYS
Not: Etkili İletişim Sürecinde İYİ DİNLEYİCİ Olabilmenin Yanı Sıra Dinleyicinin ALGI ve BİLGİ KAPASİTESİ de Önemlidir!
Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır, der Mevlana.
Düşündüğünüz, Söylemek istediğiniz, Söylediğinizi sandığınız, Söylediğiniz şeyler birbirinden farklı olabilir. Yine karşımızdaki kişi de Duymak istediği, Duyduğu, Anladığını sandığı ve Anladığı şeyler de farklı olacaktır. Bu yüzden hem açık bir anlatım hem de karşımızdaki kişinin vasfına uygun cümleler seçerek konuşmalıyız.
Anlatmak istediklerimizi anlatıp anlatamadığımızı da kendi içimizde muhasebe etmeliyiz. Bazen eve döndüğümüzde ya da gece yatağımızda ya şunları söyleyecektim ama unuttum, keşke şunları söylemeseydim acaba yanlış anlamış mıdır, gibi cümleleri kurmamak için, zamanında düşünerek konuşmalıyız. Sohbetimizi aceleye getirmemeli ve bunaltıcı uzunlukta da olmamasına dikkat etmeliyiz. Konunun ortasına geldiğinde, iki tarafta konunun başı neydi, biz buraya nerden geldik dememelidir.
Açık ve net olmayan, Zamanlaması yanlış, Muhatabı yanlış, Mekânı ve biçimi yanlış, İletme aracı ve tarzı yanlış olan her iletişimin sonu DRAMLA biter…
Özetlersek etkili ve doğru bir iletişim için şunlar gereklidir;
- Uygun dil seçmek
- Açık ve doğru mesaj vermek
- Saygı duymak, güven vermek
- Göz teması sağlamak
- Beden diline dikkat etmek
- İki yönlü iletişim kurmak
- Geri bildirimde bulunmak
- Dinlemeyi öğrenmek
- Empati kurmak
Empatiye neden mi ihtiyaç duyarız?
Her insanın, hatta her canlının olaylara kendine özgü bir bakış açısı vardır. Dışarıdan bakarak bunu göremeyiz. Kendimizi karşımızdakinin yerine koyup olaylara onun gözüyle bakabilirsek onun duygularını, düşüncelerini anlayabiliriz.
Günlük hayatımızda birbirimize ve çevremizdeki insanlara karşı duyarlılık, hoşgörü ve yardımlaşma gibi değerlerden gittikçe uzaklaşmış olmamız önemli bir sorun! Ve bunu artık düzeltmemiz gerekmektedir.
Egoist ve narsist kimlikler geliştirmek yerine daha sosyal, iletişime açık bireyler olmamız gerekir. Çoğu zaman iş yerimizde, okulumuzda, sokakta ve hatta evlerimizde çok fazla kırıcı ve anlaşılmaz sözlere maruz kalıyoruz. Ama biz insanların yaradılışına uygun olmayan bir yaşantı ve konuşma dilidir bu. Bu yüzden insan yaradılışının gereğine uymalı, merhametli, hoşgörülü, yardımsever ve sevgi dolu olmalıdır.
Hazreti Ömer zamanında bir şahıs, hanımının çok söylenmesi ve çekilmez bir hâl alması karşısında bunu Hz. Ömer’e şikâyet etmeye karar verir. Halifenin evine gelir. Kapıya yaklaşır ve içeriden çok sert, sinirli bir kadın sesi duyar. Bir müddet kapıda bekler, kadının susmadığını ve Halifenin onu dinlediğini anlayan adam geri dönmeye karar verir. Tam ayrılacağı zaman kapı açılır. Kapıyı açan Hz. Ömer, sorar:
“-Buyurun, bir şey mi söyleyecektiniz?” der. Adam:
“-Ya Ömer! Ben sana kendi hanımımı şikâyet etmeye gelmiştim. Baktım ki nice insanları karşısında dize getiren Hz. Ömer bile hanımının karşısında susmayı tercih ediyor. Onun bütün sözlerini büyük bir sabırla dinliyor. Ben niye şikâyet edeyim, dedim ve geri dönmeye karar verdim.” der.
Adamın bu sözlerini dinleyen Hz. Ömer şu karşılığı verir: “O benim evimin hanımıdır. Çocuklarımın annesidir. Evimin aşçısıdır, çamaşırcısıdır. Biraz fazla yorulmuş da bana sitem etmişse, bundan ne çıkar. Elbette karşısında susmam gerek.”
Oysa Hz. Ömer kim bilir belki daha fazla yorulmuştu. Devlet işleri belki de onun sinirlerini alt üst etmişti. Fakat iki taraftan birisinin sükût etmesi gerekiyordu ve sarsılmayanın, sarsılana yardım etmesi, onun duygularını anlaması ve onun penceresinden bakması gerekiyordu ve Hz. Ömer bunu yapmıştı.
İşte empati yoluyla kuracağımız iletişimlerde, ne yapmamız gerektiğini iyi kestirmeliyiz. Ve empati sürecinde karşımızdaki kişinin bize neden bunları, bu şekilde ifade etmiş olabileceğini düşünmeliyiz. Bizden beklediği ve doğru olan tepkiyi vermeliyiz. Böylelikle sevdiklerimizle ve bütün canlılarla daha güzel bir dünyada yaşayabiliriz.
Yazar: Derya TURKAY