İnsanın Değişimi Hakkında Deneme Yazıları
Terzilikten Hikmet dolu bir bakış
Benim en iyi dostum terzimdir. Çünkü ne zaman beni görse, derhal o andaki ölçülerimi alır. Oysa bütün öteki tanıdıklarım benim hala eskisi gibi olduğumu düşünürler. George Bernard Shaw’ın bu sözünü gerçekten çok severim. Değişen dünya hayatı içinde değişen insanlara nasıl bakacağımızı hatırlatır bizlere…
Evet, hayata bir terzi gözüyle bakabilsek, geçiciliği daha iyi fark edeceğiz emin olun. Çünkü biz de dahil herkes değişir. En basit örneği vermek gerekirse, minnacık bir bebek olarak doğduk, gözlerimizi dahi açamıyorduk. Biraz büyüyünce hareketlendik, güldük, yürümeye başladık. Çevremizi tanımaya başladıkça, yeni şeyler keşfettik. Bedenimizle birlikte, aklımız ve kalbimiz de büyüdü. Yeni öğrendiklerimizle tavırlarımız, tutumlarımız da değişti.
Bir bebekken iyi kötü kavramını bilemezdik. Biraz büyüyünce ilginin farkına vardık. Halen tam ayrım yapamasak da iyi ve kötü davranışlar duygularımıza yansımaya başladı. Henüz davranışları çok yönlü değerlendiremesek de hissettik. Çocukluk dönemi bittikten sonra, davranışların dışında iyi ve kötü niyetleri de anlamaya başladık. Her şeye olan tavrımızda yüksek beklentilerle, idealist bakış açısıyla, kendimizce keskin çizgiler çizdik. Yaşımız ilerledikçe olgunlaşmaya başladık ve artık duygularımızı azaltıp, insanlara olan bakışımızda, mükemmeliyetçiliğimizi kaldırdık. Daha ilerleyen yaşlarda ise deneyimlerimizle, bu dünyaya bağlanmanın bir zaman kaybı olduğunu gördük, kızdığımız şeylerin aslında o kadar da önemli olmadığını deneyimledik.
Bir arkadaşımıza kızdık diyelim. Yıllar geçti aradan görmediğimiz bu arkadaşımızla karşılaştık. Hemen aklımıza geçmişteki fikirleri, tavrı gelir. Şöyle bir adam filan deriz, yeniden tanımaya gerek duymayız. Ama öyle değildir. Değişmiştir ve artık kimseyi kırmıyordur belki de. Ya da bir arkadaşımızı çok severiz. Çok iyidir, dürüsttür deriz. Yıllar sonra karşılaştığımızda da onun aynı olduğunu düşünerek sırlarımızı açarız ve sözüne güveniriz, tabi değişmişse bu kişi, o zaman hayal kırıklığı yaşarız. Ya da bekarken bir yemeği çok sever, ötekini de hiç sevmeyiz. Evlenir uzaklara gideriz. Yeme zevkimiz de diğer şeyler gibi değişiriz. Döndüğümüzde annemiz halen bize aynı yemeği seviyormuşuz gibi davranır. Halbuki insan değişime en açık canlıyken, onun değişeceğini en son düşünürüz. Özellikle de yakınlarımız konusunda bu değişimi fark etmek daha zor olur.
Bir terzi gibi olabilseydik, belki de hayal kırıklığı bu kadar yaşamayacak, değişimlere bu kadar şaşırmayacaktık. Belki değişen kişinin de kendisini saklamaya çalışmasına sebep olmazdık. Mesala çocukken çok sevdiğimiz o tatlıyı, sevmediğimiz halde yemek zorunda kalmazdık )) . Tabi bu örnek diğerlerinin içinde en zararsız olanı.. Ama bizler değişimi fark etmeden bakmaya devam edersek, kendimizi de, karşımızdaki kişiyi de anlamakta zorluk çekmekle birlikte, zarar görebilir yada farkına varmadan zarar verebiliriz. Bu yüzden hayata bir terzi gibi bakmalıyız.
Geleni tanısak da, sevdiklerini yeniden belirlemeli, karakterini yeniden ölçmeliyiz. Ve tavrımızı ona göre bir elbise misali seçmeliyiz.
Yazar: Derya TURKAY
Emeğinize sağlık ,guzel bir paylaşım……..