İslam da Mehir Konusunun Detayları

İslam da Mehir Konusunun Detayları post thumbnail image

İslam’da Mehir Konusunun Detayları

Gerçek mutluluğu huzuru yakalayabilmemiz için öncelikle bir yuvadan beklentilerimiz nelerdir, bu konuda üzerimize düşenler neler olacaktır düşünmek gerekir. Evlerimizde öncelikle Allah rızasına uygun bir hayat tarzı benimsenecek mi bunları sorgulamamız gerekmektedir. Lakin şimdiki gençlerimizin çoğunda evlilik beklentileri farklı farklı.

Peygamber Efendimiz bir kadın 4 şey için evlenilir: Malı, Güzelliği, Soyu ve Dini… Siz dini güzel olanı tercih ediniz, diye nasihat eder bizlere.

Ve evliliklerin asıl sorunu da burda başlıyor sanırsam. Çünkü inancımıza göre güzel ve mutlu bir yaşamın sırrı, tılsımı iman ve salih amellerdir.

Nahl 97’de buyrulduğu üzere; Mümin erkek ve Mümin kadın olarak kim iman eder ve salih amel işlerse onu güzel bir yaşamla yaşatırız… İşte güzel huzurlu bir yaşam burda saklıdır. Başka yerlerde arayıp yorulmaya değmez ve bulunamaz da. Belki kısa süreliğine bir tat, lezzet ya da haz alınabilir ama bu duyguların hepsi geçici olacaktır.

Yine Hud Suresi 3. Ayette; Eğer Tevbe ve istiğfar ederseniz sizi belirlenmiş bir süreye kadar güzelce yaşatırız, buyrulur.

Rabbimizin bizlere vaadidir bunları yaparsak güzel bir yaşam verecektir bizlere.

O halde bunların öncelik olacağı bir evlilik yapmalıyız. Evliliğimizi bu temeller üzerinde sürdürme çabasına girmemiz gerekir.

Muhakkak ki evlilik konusu hem dünya hem ahiret saadetimiz için ciddi önemi olan ve toplum sağlığı için de zorunlu olan bir durum olduğu yadsınamaz.

Evlilik hususu deyince genç kızlarımızın, oğullarımızın aklından Mehir hususu geçmektedir. Elbette Mehir hususu yuvamızda izleyeceğimiz ilahi strateji kadar önemli olmasa da Allah’ın bizlere bir emri ve kadınlara güvence sağlamak için Allah’ın kadınlara açtığı bir Rahmet kapısıdır.

Mehir; Rabb’imizin nikâhta bayanlara vermiş olduğu bir imkândır. Örfe binaen ve örfe uygun şekilde kadınların evleneceği kimseden nikâhın şartı olarak isteyeceği bir bedeldir.

  1. Mihrin asıl amacı nedir?

Mihrin asıl amacı kadınların yaradılışı gereği hassas bir yaradılışta olması, ihtiyaçları hususunda erkeklere kıyasen muhtaç bir yapıda olması ve korunmaya ihtiyacı olduğu içindir. Ayrıca hem evlilik sürecinde hem de bir boşanma durumunda kadının kimseye muhtaç olmadan bir yaşamın temelini atmaktır. Bu şekilde hem kadının zor duruma düşmesi engellenir hem de kadınların bu hallerini hor gören kişiler ve onların sıkıntılarını kullanmak isteyenlerin önüne duvar örmek içindir. Tabi mehir boşanmakla direk ilgili olmasa da böyle bir durum da vardır.

  1. Mehir ileriye dönük istenebilir mi?

Mehir verebiliyorsa o an verilmesi daha uygunken, verilememe durumunda ileriye dönük bir anlaşma yapılabilir. Bu nikah ahdinde verilen söz yerine getirilmek zorundadır.

  1. Mehir geri alınabilir mi?

Mehir kadının hakkıdır. Ve kadın bunu eşine hibe etmedikçe (bir kısmını gönüllü vermedikçe) hiçbir sebeple geri alınamaz.

(Bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz, onlardan birine bir kantar (altın ya da gümüşü mehir olarak) vermiş olsanız bile ondan hiçbir şey almayın. Onu iftira ve apaçık bir günahla mı alacaksınız? (4/Nîsa 20)

Birbirinizle kaynaşmış olduğunuz hâlde (verdiğiniz mehirleri) nasıl alacaksınız? Hem sizden pekiştirilmiş bir söz almışlardır. (4/Nîsa 21)Elinizin altında bulunan (cariyeleriniz) dışında evli kadınlar da haram kılındı. (Bu sayılanlar) Allah’ın sizin üzerinizdeki kesin hükmüdür. Bunların dışında kalan kadınlarla, mallarınızla (mehirlerini ödeyip), zinaya düşmeden evlilik yapmayı talep etmeniz size helal kılındı. Onlardan (nikâh yaparak) faydalandıklarınızın (mehir) ücretlerini, (Allah tarafından belirlenmiş) bir farz olarak verin. (Mehir) belirledikten sonra aranızda karşılıklı rızaya dayalı anlaşır (haklarınızdan feragat ederseniz), sizin için bir günah yoktur. Şüphesiz ki Allah, (her şeyi bilen) Alîm, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (4/Nîsa 24)

Talak iki defadır. Sonra ya iyilikle (kadınları) tutmalı ya da güzellikle bırakmalıdır/boşamalıdır. Kendilerine verdiğiniz (mehirleri) onlardan almanız size helal değildir. Allah’ın sınırlarını gözetemeyeceğinizden korkmanız müstesna. Şayet (birbirinize karşı sorumluluklarınızı yerine getiremeyeceğinizden ve bu sebeple) Allah’ın sınırlarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, (kadının kendisini boşasın diye erkeğe) bir şeyler vermesinde bir sakınca yoktur. Bu, Allah’ın sınırlarıdır. Allah’ın sınırlarını çiğnemeyin. Kim de Allah’ın sınırlarını çiğnerse bunlar zalimlerin ta kendileridir. (2/Bakara 229)Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin. (Bununla beraber mehirlerinden) bir kısmını size bağışlarlarsa afiyetle yiyin. (4/Nîsa 4)

 

  1. İleriye dönük söz verilmiş bir Mehir tamamlanmadan boşanılırsa verilmek zorunda mıdır?

Mehir evlilik akdiyle verilen bir sözdür. Ve kişi evlenmişse ve evliliğin gerekleri yerine getirilmişse kaç gün evli kalındığına bakılmaksızın boşanılmasa da boşanılsa da verilmek zorunda oldukları bir ahittir.

(Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Yerine getirilmeye en ziyade layık olan şart, ferçleri helal kılmak üzere kabul ettiğiniz şartlardır.” Buhari, Nikah 5)

  1. Evlilik gerçeklik kazanmadan boşanma olduysa Mehir geri alınabilir mi?

Evlilik yapıldıktan sonra, evlilik ortamı oluşmadan boşanma gerçekleşmişse verilen mehrin ancak yarısı alınabilir. Mehir belirlenmemişse de gücüne göre bir şeyler vermesi uygundur.

   Kadınları boşarsanız, onlarla birleşmemiş ve mehir de belirlememiş olursanız malî bir sorumluluğunuz yoktur. Zengin olan gücüne göre, eli darda olan da gücüne göre onlara makul ve gönül alıcı bir şeyler versin. iyiler için bu bir borçtur. Bir mehir belirlediğiniz halde onlarla birleşmeden kendilerini boşarsanız, belirlediğiniz mehirin yarısını ödemek size borçtur; ancak kadınların bağışlaması veya nikâh bağı elinde olanın hoşgörülü davranması müstesnadır. Hoşgörülü davranmanız takvâya daha uygundur. Aranızda lutufkâr davranmayı unutmayın. Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir. Bakara 236 -237

  1. Mehir ne kadar istenmesi uygundur?

Mehir o toplumun örfüne ve kişinin maddi olanağına göre istenmesi uygundur. Gücünden fazla istenebilir fakat bu ödenmediği takdirde evlilik ilerde sıkıntı çıkarabilir. Ayrıca insanlar gücü olmadığı için evlilikten uzaklaşma ve zinanın da artmasına sebebiyet vermesi sebebiyle tehlikelidir.

  1. Mehir ne kadar çok verilebilir?

Mehir karşılıklı bir anlaşmaya dayanır. Kadın ve erkek kendi arasında bu hususu konuşur. Kadının istediği miktar verilecek şekilde sözleşme tamamlanır lakin erkek durumu sebebiyle daha fazlasını vermek isterse bunun bi sınırı yoktur lakin verdiği mehri evliliği sarsan durumlar harici alamaz.

  1. Mehir sadece mal türünden mi olmalı?

Mehrin asıl amacı kadının korunmasını sağlamaktır. Bu sebeple imkan söz konusuysa mutlaka bu maddi olarak karşılanmalıdır. Lakin durumu yoksa ona kolaylaştırıcı yollarda bulunur. Tabi bunda kadının kararı, rızası belirleyicidir.

(Sehl İbnu Sa’d radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah’a bir kadın gelerek: “Ey Allah’ın Resülü, dedi. Sana nefsimi bağışlamaya geldim.” Aleyhissalatu vesselam kadına şöyle bir nazar edip sonra tepeden tırnağa gözden geçirdi, bir de sabit baktı ve sonunda (hiçbir şey söylemeden) başını yere eğdi. Kadın, Resûlullah’ın, hakkında hiç bir hükme varmadığını görünce oturdu. Derken bir adam doğrulup: “Ey Allah’ın Resülü! Sizin ona ihtiyacınız yoksa onu bana nikahlayın!” dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Yanında (buna mehir olarak verecek) bir şeyler var mı?” diye sordu. Adam: “Vallahi yok. Ey Allah’ın Resülü!” deyince: “Ailene git, bir şeyler bulabilecek misin bir bak!” dedi. Adam gitti ve az sonra geri geldi: “Hayır, vallahi ey Allah’ın Resulü hiç bir şey bulamadım!” dedi. Resûlullah tekrar: “İyi bak, demirden bir yüzük de mi yok!” buyurdu. Adam tekrar gidip yine geri geldi ve: “Hayır! Vallahi ya Resûlullah, demirden bir yüzük bile yok! Ancak işte şu izarım var, yarısı onun olsun” dedi. Sehl der ki: “Adamın ridası yoktu” Aleyhissalatu vesselam: “İzarın ne işe yarar? Onu sen giyecek olsan onun üzerinde bir şey olmayacak, şayet o giyecek olsa senin üzerinde bir şey kalmayacak!” buyurdular. Bunun üzerine adam oturdu. Epey bir müddet oturduktan sonra, kalktı. Resulullah aleyhissalatu vesselam onun döndüğünü görünce, geri çağırılmasını söyledi. Adamı çağırdılar. “Kur’an’dan ne biliyorsun (hangi süreler ezberinde?)” diye sordu. Adam: “Şu şu süreleri biliyorum!” diye bildiklerini saydı. “Yani sen bunları ezbere okuyor musun?” diye tekrar sordu. Adam: “Evet! ” deyince, Resûlullah “Kur’an’dan bildiklerin(i öğretmen) mukabilinde onu sana nikahladım” buyurdu.” Buhari, Nikah 6

Abdullah İbnu Amir babasından naklediyor: “Beni Fezre’den bir kadın bir çift ayakkabı mehir mukabilinde evlendi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Nefsin ve malın için bir çift ayakkabıya razı mısın?” diye sordu. Kadın: “Evet!” dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, bu evliliğe müsaade etti.” Ebu Davud, Nikah 30 – 31)

 

  1. Mehir olmadan evlenilebilir mi?

Bir hadiste istisna durumlar dahilinde kadının rızasıyla mehirsiz evliliklere de izin verilmiştir.

(Ukbe İbnu Amir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir adama: “Sana falan kadını nikahlasam razı mısın?” diye sordu. Adam, “Evet! ” deyince, bu sefer o kadına sordu: “Seni falan erkekle nikahlasam razı olur musun?” Kadın, “Evet!” deyince bunları birbirlerine nikahladı. Erkek, kadınla gerdeğe girdi, ama kadın için bir mehir belirlemedi, herhangi bir şey de vermedi. Bu erkek, Hudeybiye gazvesine katılanlardan biriydi, Hayber’de onun da hissesi vardı. Adam öleceği zaman: “Resûlullah falan kadını bana nikahladı ama ben ona bir mehir belirlemedim, peşin olarak da bir şey vermiş değilim. Şimdi sizleri şahid kılıyorum, kadına mehir olarak Hayber’deki hissemi veriyorum!” dedi. Kadın onu aldı ve erkeğin vefatından sonra yüzbin (dirhem)e sattı.”)

  1. Mehir ne zaman verilmesi uygundur?

Sözleşilen Mehir ileriye dönük değilse nikâhın kıyılmasıyla teslim edilmesi uygundur.

(İbnu’l-Müseyyeb anlatıyor: “Hz. Ömer radıyallahu anh: “Nikahda perdeler indirildi mi mehir vacib olur ” diye hükmetti.” Muvatta, Nikah 12

İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Hz. Ali, Fatıma radıyallahu anhüma’yı nikahlayınca, hemen gerdek yapmak istedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ise, mehir olarak bir şeyler verinceye kadar buna mani oldu. Hz. Ali radıyallahu anh: “Benim verecek bir şeyim yok!” demişti. Aleyhissalatu vesselam: “Ona zırhını ver!” buyurdu. Hz. Ali radıyallahu anh (bu maksadla) zırhını verdi, sonra da gerdek yaptı.”Ebu Davud, Nikah 36)

Not: Konuyu Vahdet ele almıştı lakin sohbetin erken bitmesi sebebiyle bazı eklemeler yapmış olduk. Umarım faydalı olur. : )

İlgili Konular:

Saliha Kadınla Evliliğin Önemi

Ailede Huzur Arayışları

Baba Ailesine Karşı Nasıl Davranmalı

Çocuğumuz Kaç Yaşına Kadar Aileye Bağlı Kalmalıdır

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar