
iSlamda Birlik ve Beraberlik
Sevgili kardeşlerim İslamiyet inancında birlik ve beraberliğin önemi Kuran-ı Kerim’de bir çok yerde geçmiştir. Birlik olmanın tek bir ümmet olmanın önemini bu devirde gerçekten görememek beni çok büyük şekilde üzüntü ve yüreğimde bir acıya sebep olmaktadır. Kardeşlerimizin vehabi, tasavvufçu, tarikatçı, şia vb benzetmeleri vurulan damgalar aslında İslam’a en büyük zarara sebep olmuştur. Bizler bazen kişiliğimizden dolayı çok radikal konuşmalar keskin sözler söyleyen bir insan olabiliyoruz ancak Hak din üzerine konuşurken tüm insani sıfatları bir yere bırakıp tebliğ üzerine kelamda bulunmak zorundayız. İslam bir bütünlüktür grup grup olup dağılmaktansa tek bir vücut olmak gerekir unutmayalım ki bizlerde Bir olan Allah’a inanmaktayız.
Enam Suresi 159.ayetinde geçen ; ‘’ Dinlerini paramparça edip fırkalara taraftar olanlara gelince: Senin onlar için yapabileceğin bir şey yok. Zira onların işi yalnız Allah’a kalmıştır: Sonunda Allah onlara yaptıklarının hesabını soracaktır.’’ Bu ayeti Kerim’eden de anlaşıldığı gibi param parça olup İslam dinini yüceltmek yerine zarar verenlerin vay haline. Bizler mezheb yada tarikat düşüncesi ile değil ümmet bilinci ile yaşamalıyız. Kardeşlerimize damga vurup ötekileştirmek bu dine zarar vermek isteyenlerin oyunundan başka bir şey değildir. Bizler hamd olsun Müslümanız inancı ile hareket etmedikçe bu dini yüceltme şerefine asla nail olamayız. Sen bu sun sen şu sun gibi ithamlarla sadece inancımıza zarar verdiğimizi keşke görebilen birer birey olabilseydik.
Geçenlerde bir arkadaşımızla ayak üstü sohbet ederken bana hocam bu ayrılıklar bu değişik görüşler nasıl olabiliyor tek bir kitabı nasıl bu hale getirebiliyor insanlar diye sorduğunda içimden koca bir çığlık atmak geldi evet nasıl bir kitabı tek bir sözü bu hale getirebilmiştik. Aslında sebepler belliydi dinin içine katılan gerçeği yansıtmayan Hadis diye ümmete yutturulan israiliyat bilgileri en başta bunu sağlamıştı. Şimdi hadisleri kabul mü etmiyorsunuz demeyin Kuran ile uyuyorsa inkar edilmez unutmayın ki 75.000 adet hadis diye aktarılan sözü inkar eden kişi İmam Azam Ebu Hanefi’ydi . Eğer ki bana vuracağınız bir damga varsa taklidi değil tahkiki olarak kabul ettiğim İmam Azam’a da aynı damgayı vurmuş olursunuz. Bu yüreklilikten bu cesaretli davranışınızı insanları damgalayarak değil de tebliğ yaparak harcasanız Allah katında makamınız çok daha güzel olurdu.
Son olarak sadece bunlar değil yıllardır Kuranı Arapça okuyun sevaptır Türkçe sevap değildir diye bu milleti kandıran Kuranı anlamaktan ziyade sadece dilde bir tabu yapan hocalara da yazıklar olsun bunun hesabını asla ahirette veremeyecek olan bu şahıslar İslam’a en büyük zarar vermiş kişilerdir. İman demek dilin söylediğini kalben onaylayıp kabul etmektir. Anlamadığınız bir sözü nasıl kalbiniz onay versin de iman edesiniz ? O yüzdendir ki Kuranı Arapçadan çok mealini okuyup Allah’ın ne buyurduğunu öğrenin. Bu konu hakkında daha çok şey yazılabilir ama bugünlük sohbetimizi böyle bitirmek istiyorum .
Kalplerimizde ki ego kalesinin surlarını yıkın ve hepiniz bir mücahid gibi o surlardan atlayıp Hakikat dini İslam’ı yüceltmek için bir nefer olun.
Çok yerinde bir yazı olmuş can kardeşim.. Ne yazık ki Yıllardır İnsanlar Kuranın arapça okunarak sevap olduğuna inanıp kandırılmalarına izin vermişler. Arapçanın kutsallığına inanmışlar Asıl kutsal olan Kuranın manası içeriğidir ve
Allah’ın hükümlerine uygun yaşamaktır.
Kur’an’ı Kerim yani Hak olan kitabımızı birer roman yada şiir kitabı gibi okumak dediğiniz gibi , Allah’ı anlamamak olur. Kur’an , Hz Ömerin deyişiyle devemi kaybetsem, Kur’anda ararım dediği gibi bir kitaptır.
Aklımıza her gelen sorumuzda, yaşantımızdaki sıkıntılarda, atacağımız her adım ve gireceğimiz her yolda açıp da Rabb’im bana ne anlatıyor diyeceğimiz bir kitaptır. Kur’an okumak , her şeyi bilen Allah’a danışmak demektir.
Ve teklik konusu da keza Kur’anı anlıyarak okumak kadar önemli bir konudur. Allah’u Ekber derken tek bir İlaha davet edilirken bu ayrışma , ötekeleştirme gerçekten şeytanın bizim için kurduğu büyük bir tuzaktır.
Allah’ın bize seçtiği bu dinine, kardeşlerimizi davet ederken bunu kişisel bir kavgaya , yenme yenilme mevzusuna dönüşmeden, yani nefslerimizi işin içine katmadan Allah için ve Allah’ın istediği şekilde çağrıda bulunmalıyız. Hakikat olan bir yazı olmuş. Allah razı olsun Sizden.
Allah razı olsun Sizden.
Ümmet bilinci yerleştirmemiz gerek bu topluma…