Kulluğumuzu Neye yapıyoruz?
Her insan boynunda bir kulluk ipi ile dünyaya gelir. Her insanın boynunda bir kulluk ipi vardır.
Allah’u Teâla ben sizin Rabb’iniz değil miyim? diye sorduğunda;
Evet, bizim Rabb’imiz Sensin dediğimizde aslında bu ayeti boynumuzdaki kulluk ipiniz Benim elimde değil mi? diye sormuş olur ve bizler de, Evet Ya Rabbi deriz. Veya ayetin diliyle Vema halaktul cinne vel insan illa liyagbudun gibi >> Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye Yarattım<< ayetini boyunlarımızdaki kulluk ipini Kudret Sahibi Allah’ın eline versinler diye Yarattım gibi anlayabiliriz.
İnsanlar kulluk manasında genel mana da 3 gruba ayrışmıştır.
- Boyunlarındaki kulluk ipini Allah’tan başka kimselerin, kişileri, kurum ve kuruluşların eline vermiştir. Böylesi kimseler Allah ne düşünüyor, diye asla düşünmezler. Önemli olan kulluk iplerini verdikleri kimselerin ne düşündüğüdür.
Mesela; Modacı Piyer bu senenin modası şöyle dedi, gibi bir cümle ile kendilerini onun emri doğrultusunda yol çizdiklerini belli ederler. Ve o kimseler Allah’ın ne dediği, neyi emir ettiği konusunda umursamaksızın, modacı piyer ne demişse ona göre giyinir, onun istediği hale bürünürler. Modacı Piyer’e ters düşmektense Allah’a ters düşmeyi yeğlerler.
Veya ekonomist olan bir uzman, bir şahıs para kazanma yönünde şöyle şöyle yap dediğinde uygulamaya hazırlardır. Allah bizlere nasıl bir yol göstermiştir, bunu aklından dahi geçirmeden o falanca uzmanların peşinde ilerleyerek kazanç elde etmeye çalışırlar.
İşte bu tarz kişiler boyunlarındaki kulluk ipini Allah’tan başka birilerinin ellerine vermişlerdir. Öyle bir hayat yaşarlar ki, bunlara Müşrik, denilir.
- Kimileri de vardır ki, boyunlarındaki kulluk ipini kendi ellerinde tutarlar. Böylesi kimseler için önemli olan kişinin kendisidir. Kendi rahatı, konforu, lüksü, kendi hayatı her zaman geri kalan her şeyden daha önemlidir.
Kendisinden başka kimseyi düşünmezler. Onun hedefi tutsun, onun arzuları gerçekleşsin, diye düşünür ve bu yolda da ilerler. Böylesi kimseler de Allah ne diyor hiç umursamadan yaşamlarını sürdürürler.
Allah’u Teala bu grup için ayeti Kerim’e de şöyle bahsetmektedir. Casiye ve Furkan Suresinde; Görmedin mi? O heva ve heveslerini ilah edinenleri! Der.
- Kısım insanlar da vardır ki; bunlar boyunlarındaki kulluk ipini Allah’ın Kudret eline vermişlerdir. Artık onlar için bir seçim yoktur. Allah’ın seçtikleri, onların da seçimi olmuştur.
Allah ne isterse öyle bir hayat yaşamak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Allah nasıl giyinmelerini isterse, öyle giyinirler. Nasıl para kazanmalarını ve nasıl harcamaları gerektiğini bildirdiği gibi yapmaya çalışırlar. Allah’a ters düşmektense bütün dünyaya ters düşmeyi tercih ederler. Bu gruptaki insanlar tam manasıyla kulluk iplerini olması gerektiği gibi Allah’ın eline teslim etmişlerdir. Dinde kayışıksız (saf) birer Mümin’lerdir.
Bu üç grubu düşünürsek; Herkes boynundaki kulluk ipini kimin eline verdiğine bir bakmalıdır!
Kimin, neyin istediği gibi bir hayat yaşıyorsak, kimin arzularını ve planlarını gerçekleştirme yolunda ilerliyorsak, kulluğumuzu ve boynumuzdaki asılı duran ipi O’na teslim etmişiz, demektir.
Sohbet Yazarımız: Rıdvan
iSlami Sohbet
Hayatımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Bazen ciddi mana da başkalarının düşüncelerinin esiri oluyoruz ve bunun farkına dahi varamıyoruz. Rabb’im 3. olarak bahsi geçen arı duru Mümin’lerden olmayı nasip etsin. Amin
Allah razı olsun emeği gecenede yazanada ……Allah cumlemizi o ipe sımsıkı sarılanlardan eylesin……….
****“Allah’a kulluk edin, ***O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya, akrabalara, yetimlere, fakirlere, yakın akrabaya, yanı başınızdaki komşuya, yanı başındaki arkadaşa, yolda kalmışa ve bakmakla mükellef olduklarınıza iyilik edin. (Şunu bilin) Muhakkak ki Allah, böbürlenip övünenleri sevmez.”(4 Nisa 36)
***“Allah’a kulluk edin,*** O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya, akrabalara, yetimlere, fakirlere, yakın akrabaya, yanı başınızdaki komşuya, yanı başındaki arkadaşa, yolda kalmışa ve bakmakla mükellef olduklarınıza iyilik edin. (Şunu bilin) Muhakkak ki Allah, böbürlenip övünenleri sevmez.”(4 Nisa 36)