Kuranda Oku Emri

Kuranda Oku Emri post thumbnail image

Kuranda Oku Emri

Kuranda Oku Emri

Kuranda Oku Emri

İlk ayetin «İkra» oku olduğunuzu hepimiz biliyoruz. Öğrenmenin ilk yolu okumaktan geçer. Bize bu konuda Rabb’imiz nasihat etmişken ve bunu ayetlerin başlangıcı yapmışken, okumamak mümkün müdür. Okumanın öğrenmenin ilk aşaması olduğu elzem bir gerçektir. Okuma alışkanlığı bizlerin kazanabileceği en zararsız eylemlerden olmakla birlikte, hayatımızı da kolaylaştırıcılığıyla da çok yönlü bir ihtiyaç halini alır. Peki okumaya nerden başlamalıyız?

En başta Kur’an okumamız gerek bu eylemin Hakkını vermek için… Daha sonra Peygamberlerinin hayatlarını okumak, dini kitaplar, çeşitli ilim dalları ve günlük okunan roman, hikâye tarzı yazılarını okuruz. Bu sıralamalar hepimizde aynı olmamakla birlikte, her okuma eylemenin de aynı değere sahip olmadığını bilmeliyiz. Okuduğumuz kitabın içeriğindeki, gerçeklik payı bizlerin faydalanma haline göre değer kazanır ya da boşa geçirilmiş zaman kavramına girer. Evet, doğru duydunuz, her okuma eylemi işe yarar değildir.

Kaliteli, gerçeğe uygun ve faydalı olmadıkça, ha bir film izlemişsiniz, ha bir şarkı dinlemişsiniz ha da kitap okumuşsunuz, ben pek bir fark olmadığına inanıyorum. Bunun dışında başka bir açıdan bakacak olursak, kitap sadece yazılı olan mıdır? Bir kâinatı, bir insanı, bir olayı kitap gibi okuyamaz mıyız? İlla kâğıtların üzerinde mi yazmalı… Kitaplarda yazılı olanlar da bir olayı, bir araştırmayı, bir gerçeği anlatmıyor mu?

Kitaplar asıl kaynağını, Hakikatlerden alır.

Eğer Hakikatler olmasaydı, kitaplar da olmazdı. Ve Hakikatleri görmesi gereken insanlar olmasıydı, yine bir anlam ifade edecek miydi? Bunun için bakış açımıza derinlik katmalıyız. Kitabı bir kâğıt sayfası olarak düşünmek yerine, bir Hakikat sayfası olarak düşünmeliyiz.

Kitap okuma alışkanlığı güzel bir alışkanlıktır ama size bundan daha güzel olanı söyleyeyim mi? Okuduğunuzu yaşamak, işte bu daha güzel olandır. Yoksa aklımızı işlevsel kılmak yerine, kitaptan bilgiyi aldım, kopyala yapıştır yaptım beynime olur. Aklımızda kalmasında sorun yok da, faydasını yaşamadığımız, yaşatmadığımız bilgiler bir süre sonra yük olmayacak mı, dersiniz. Bu yüzden ben diyorum ki, okumayı bir alışkanlık eylemi olmadan çıkaralım ve yaşama eylemine dönüştürelim.

Bahsetmek istediğim bir diğer kısım ise, insanlarla sohbet etmekten kaçıp, sorunları çözmekten kaçıp kitaplara sığınmak yine sizce olması gereken bir okuma eylemi midir? Hâlbuki büyük bir çelişkiye sürüklüyoruz kendimizi. İnsanlara güvenmiyor, onlarla konuşmuyor ama onların kitaplarıyla konuşabiliyoruz. O kitapları yazan kişiler de insanlar olduğunu unutuyor, kitaba yeni bir canlı muamelesi yapıyoruz.  İnsanlardan kaçmak için kitap okuyorsak, işlevini yine yitirmiş bir bakış açısıyla yüz yüzeyiz, demektir.

Kitap okurken aklımızda kaçmak fikri yerine şu olmalıdır; Ben bu hayatı yaşamaya geldim ve bu hayatta benim dışımda milyonlarca insan ve çeşit çeşit canlı var. Bulunduğum evrende de çeşitli mekânlar, olaylar bulunuyor. Kitap okuyorsam eğer, ben bu içine doğduğum dünyayı daha iyi idare edebilmek için okuyorum, diyebilmeliyiz.

…Yani kitaplarımızı, kaçmak için değil, mücadele etmek için kullanmalıyız.

Yazar: imtihan

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar