Peygamberi Yanıltabilirsiniz Ama Allah’ı Asla
Ümmü Selem radıyallahu anhâ anlatıyor: Resulullah AleyhiSelam’a dâvalarını ispat etmek için delil ve şahitleri bulunmayan iki kişi, kendilerine ait olan miras hakkında davalaşmak üzere geldiler.
Resulullah AleyhiSelam:
— Kime, kardeşinin hakkından fazla bir şey vermeye hükmedersem, onu sakın almasın. Çünkü böyle bir şey verirsem, kendisine ancak cehennemden bir parça vermişim demektir, buyurdular.
Bu sözler üzerine davalaşan şahısların ikisi de ağlamaya başladılar ve her ikisi de birbirlerine «hakkım senin olsun» dediler.
Bunun üzerine Resulullah AleyhiSelam:
— Aranızda Kur’a çektikten sonra mirası ayırın, hakkı arayın. Hisselerinizi aldıktan sonra birbirinizle helâllaşın, buyurdular.
Bir rivayette de: Çünkü vahiy nazil olmayan meselelerde kendi reyimle hüküm veriyorum, buyurdular.
Yine Ümmü Seleme radıyallahu anha, Peygamber aleyhisSelâmın şöyle buyurduklarını anlatıyor:
«Ben, ancak bir insanım. Siz de bana gelip davalaşıyorsunuz. Belki bazınızın delili hasmınınkinden daha kuvvetli oluyor. Ben de, bu ifadeye göre onun lehine hüküm verebiliyorum. Fakat kime, kendisine değil de kardeşine ait olan bir hakkın verilmesi ile hükmedersem, öyle olmadığını bildiği halde bunu asla almasın. Zira bu takdirde ben kendisine ancak cehennemden bir parçayı ayırmış oluyorum, demektir. (Ebu Davud)
Bu kıssa da konu miras hakkında adaletin sağlanması olsa da benim dikkatimi çeken ve üzerinde yazmak istediğim kısım Peygamber Efendimizin sondaki sözleridir.
Peygamber Efendimiz bu kıssanın sonunda şöyle bir ifadede bulunmuştur. Ben ancak bir İnsanım! (üstün güçlerim yok). Belki bazınızın delili hasmınınkinden daha kuvvetli oluyor. Ben de, bu ifadeye göre onun lehine hüküm verebiliyorum. (Gaybı ve kalbinizi bilemem bu nedenle sizin verdiğiniz ifadelere göre hüküm çıkarıyorum). Fakat kime, kendisine değil de kardeşine ait olan bir hakkın verilmesi ile hükmedersem, öyle olmadığını bildiği halde bunu asla almasın. (Ben sizin ifadenize göre karar veriyorum ama sizler kimin hakkı ne kadar biliyorsunuz, bu nedenle benim verdiğim hüküm gördüğüm kadarını kapsıyor, eğer bunu aksi bir durum varsa bu meselede Allah’a karşı gelmekten, haksızlık etmekten sakının). Zira bu takdirde ben kendisine ancak cehennemden bir parçayı ayırmış oluyorum, demektir. (Ben bu dünyada eğer sizin anlattığınıza göre hüküm verdimse ve siz de bile bile yanlış bir şeyi savunmuşsanız, benim ne hüküm verdiğimin önemi kalmıyor. Gaybı bilen Allah bu haksızlığın ve yalanın karşılığını ahirette verecektir ve bunda kaçış yoktur).
Evet, Peygamber çok akıllı, çok temiz kalpli ve görüşlerinde isabetliydi tüm Peygamberler gibi lakin Allah’ın bildirmediği bir konuda gaybi olanı, kalpte olanı bilemezdi. Ve bunu da ifade etmişti. Bu nedenle insanları, Peygamberleri yahut herhangi bir şeyin değerini görmek için onları ilahlaştırmamak gerekir. Allah’tan başka gaybı bilen olmadığı için bir hakim ne kadar zeki akıllı olursa olsun verilen bilgiye ve ele geçen kanıtlara göre hüküm verir. Onların hükmü bizi ne kurtarır ne de bedbah etmez. Bizler Hakkı korumakta kendimiz görevliyiz. Unutmayalım ki Allah yanılmaz!
iSLami Sohbet Sitesi
Allah yanılmaz! Amenna ve saddakna ,emeğine sağlık..