Takva Nedir Ve Nasıl Yaşanır
İçinde anlamı olmayan bir dindarlığın bir kalitesi olmaz. O zaman ne olur biliyor musunuz? O zaman şu kadar, şunu okursan cennete girersin. Bu kadar bunu yaparsan şunu alırsın tamda tüccarın dindarlığı. Al gülüm ver gülüm. Rakamlara dayalı bir din, rakamlara tapan bir dindarlık. İnsan sevdiğine hediye götürürken sayar mı? ‘’Elma götürüyormuş sevdiğine, kaç tane elma var demiş sepette Derviş. Elindede bir taraftan tesbih. Demiş ki kız; insan sevdiğine elma götürürken hiç sayarak götürür mü ? Derviş elindeki tesbihin ipini kız görmeden kırıvermiş. İnsan sevdiğine götürürken hiç sayar mı?’’ Sayıların çokluğu, sadece sayıların çokluğu önemli olsaydı ALLAH BİR olmazdı. Allah bir demek çok değil, Hakk önemli demek. Çok değil, anlam önemli demek.
Dolayısı ile anlam katalım yaptığımız şeylerin içine, anlamsızlaştırmayalım. Anlam ruhtur çünkü. Ruhunu aldığınız zaman geriye dindarlığın cesedi kalır. Ceset dindarlık hiç kimseye fayda sağlamaz. Kuran’da bir kez dahi anılmayan bir kelime vardır ‘’ Züht’’. Neden? Kuranın eksenindeki takvanın yerine tarih içinde Hint’ten tercüme olan Züht konmuştur. Niye ihtiyaç duyulmuştur buna. Takva anlamlı. Takva içi dolu, takva ruhtur. Takvada ezber yok, böyle kafadan yok. Takvada otomatiklik yok, düğmesine basıcaksın, bastığın işlicek yok öyle bir şey. Takva bir bilinç halidir, bir sorumluluk halidir. Ağzından çıktı mı titrersin. Ben hep hayret etmişimdir. Ben 33 kere söyleyene kadar insanlar 99 kere tesbihi tamamlıyorlar. Ben o günden beri hiç 33’ü tamamlayamadım. Onun içinde 11’de kalıyorum hep. Nasıl tamamlıyorlar, nasıl hissediyorlar. Subhanallah derken insanın her bir Subhanallah’a Allah’ın bir yüceliğini hatırlasa, bir yüceliğini bu kadar kolay söyleyemez. Allahuekber insanın her bir Allahuekber diyişinde Allah’ın büyüklüğünü hatırlasa bu kadar kolay söylemeyez. Demek ki bir tanesini kafaya takmadan gidiyor, bağlamış, silme, vitesi boşa almış yokuş aşağı devam ediyor. Hiç beceremedim ben bunu onlar 33 söyleyene kadar ben 11’i geçemiyorum orada sabitledim.
Dolayısı ile içini dolduruyorsanız Allah’ın ulaşır. Niye? Len yenalallahe luhumuha vela dimauhe velakin yenaluhuttakva minkum keżalike sehharaha lekum litukebbiullahe ala ma hedakum vebeşşiril muhsinin(ALLAH’a ne onların etleri, ne de kanları ulaşır; O’na ancak sizin takvanız ulaşır. Onları böylece sizin hizmetinize vermiştir ki, sizi doğruya ulaştırdığı için ALLAH’ın büyüklüğünü anasınız.) Kıldığınız namazların hareketleri ulaşmaz, takvanız ulaşır. Gittiğiniz Hac’cın seyahati ulaşmaz, kilometreleri ulaşmaz, takvanız ulaşır. Diliniz ile söyledikleriniz ulaşmaz, kalpleriniz ile algıladıklarınız ulaşır.
Allah razı olsun gerçekten çok güzel paylaşımlarınız var forum sıtesı açsanız bence çok guzel olur ve sesli sohbetler dinlemek isterim
“…Allah’ım! Nefsime takvâsını ver ve onu tezkiye et! Sen onu en iyi tezkiye edensin. Sen onun velîsi ve Mevlâ’sısın…” (Müslim, Zikir, 73)
Haramlardan, Nefsin aşırılaşmış arzularından uzaklaşıp her işimizde Allah’ın rızasını gözeterek yaşarsak ve herşeyden herkesten daha çok Allah’ı seversek ( bu sevgi çokluğu ancak yaptığımız amellerde Allah’a ve Resulüne ne kadar uyduğumuzla doğru orantılıdır) o zaman kalplerimiz takva sahibi olur, bizlerde o övülen Muttakilerden olma şerefine nail oluruz. Rabb’imiz kalblerimize takva versin.
Mükemmel bir paylaşım emeğinize sağlık hocam burayı biraz geç buldum ama yazılarınız nerdeyse hepsini okudum hepsi çok güzel bilinçli paylaşımlar devamını hep bekliyoruz