Televizyonun Hayatımıza Etkileri

Televizyonun Hayatımıza Etkileri post thumbnail image

Televizyonun Hayatımıza Etkileri

1926 yılında dünyada bir icat yapılmıştı. Ülkemize ise 1950’lerde ulaşmıştı. Bu icat bütün insanlığın odak noktası halini almıştı. Başta sınırlı şeyler sunarken, şimdi dünyanın her yerinden bizlere haberler ve yaşantıları yansıtmakta olan bu icat, her geçen günde bizleri esir almıştı.

Zaman hızla akmış ve bu icadın hayatımızdaki yeri de kendisi de renkli bir hal almıştı. Ülkemizde bu renklilik 1980’lerde başlamıştı. Aslında ilk oluşu ve doğru kullanımıyla çok güzel bir icat özelliği taşımaktaydı. Bu araç sayesinde evrendeki bilginin dolaşımı çok daha hızlı olmaktaydı.

Fakat zaman geçtikçe icadın ilk amaçları devre dışı kalmış yerini yalan yanlış içerikler ve toplumu sarsan görüntüler almıştı. Şimdi açıp baktığımızda karşımıza binlerce kanalın çıktığı bu icat yani televizyonlarımızda doğru düzgün izlenebilirliği olan program neredeyse iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Ve bu azlığı da tercih eden kişi sayısı da diğer kanallara oranla çok çok az olmaktadır.

Toplumumuz bize yansıtılan kötü amaçlı insanların sunduğu programları başlarda kısmen reddetmeye çalışmış olsa da, çok kısa sürede sistemin en büyük takipçileri halini almışlardır. Herkesin amaç ve ideolojilerini yok eden bu icat ile herkes boş bir hayatı yaşama çabası arasında, günü birlik arzularının peşinde koşmaya başlamışlardır.

Bizler bu icadın kullanımının bu denli yaygınlaştırılmadan önce insani vasıflarımızı ve birlikteliklerimizi daha güzel yönetirken, şimdi bu yalancı dünyaya dalıp ve eski yaşantılara, insanlığa dair de çok şey kaybetmeye başladık.

Programların çoğunda zina ve açıklıkta yaygınlık artmakta ve bu yaşantı şekli de bize normal hatta güzel gösterilmektedir. Birçok programda insanlar birbirlerinin zaaflarının peşine düşmekte, yalanlar söylemekte, dedikodu yapmaktadır. Yine birçok filmde insanları emeksiz kazanca yönelten kumar, örtük ve açık hırsızlık, ya da daha başka şekillerde faiz tarzı içinde emeğin olmadığı ve yanlış bir sistemin yer aldığı bir dünyaya alışmamız sağlanmıştır.

Aslında bir kesim insana sorulduğunda kumar şöyle yanlış, hırsızlık böyle yanlış, zina kötü demekteyken, bu programların çirkinliğine rağmen vazgeçmeden ve bağımlı olmuş halde takip etmektedir. Farkına varmadıkları halde, zina kavramına bakışları daha sıradanlaşmıştır. Bunun en büyük kanıtı yine ülkemizdeki araştırmalara bakılınca zinanın, boşanmanın, alkol kullanımının ve diğer birçok suçun inanılmaz oranda yaygınlaşmış olduğunu görebiliriz. Ve kötü olduğunu bile bile bu gibi programları izleyip irademizi git gide pasifleştiriyor ve bunun da ötesinde bu kötü amaçları taşıyan, paradan başka düşüncesi olmayan güruha da yardımcı oluyoruz.

Zaman geçtikçe birçoğumuz yaşamış ya da yaşayacak olacağımız bu suçların ve yanlış hayatın başlangıcını bu icadın karşısında hiçbir seçicilik göstermeden izlememiz sebebiyle olacaktır. O gün gelince birçoğumuz ah vah etsek de büyük yıkımlar çoktan olmuş olacaktır. Bizlerde hayata sıfırdan başlamak zorunda kalacağız belki. Tabi bu en iyi ihtimal. Bir de buna güç yetiremeyecek de olabiliriz. Çünkü irademizi ve aklımızı uzun süre kullanmayınca kendi kendini küçültmüş olduğundan başarı oranımızda düşecektir.Bu kadar önemli bir konunun ihmal edilmesi ve bu sürükleyici yanlışa kimsenin dur dememesi ne acıdır.

Bizler inandığımız değer ve ideolojilerimizi yok sayarak kendimize olan güven ve inancımızı da kaybediyoruz. Bu konuda daha duyarlı bir toplumun olması için, bu saçma sapan programları izlemekten vazgeçmeliyiz. Bir kerecik izlesem ne olur, ya da ben izledim diye mi toplum bozulacak, herkes zaten izliyor gibi düşüncelere sığınmaya devam edersek, hayatımız da o şuan heyecanla ve sıradanlaşmış şekilde izlediğimiz tv dizilerinde olduğu gibi yalanın dolanın acının içinde yaşamaya başlayınca ne denli haklı olduğumuzu göreceğiz. Unutmayalım, herkesin çabası kendine dönecektir. Bugün bizim dur dediğimiz her kötülük yarın bizi, ailemizi, çocuklarımızı korumaya alacaktır. Ve tam tersi her umursamaz halimiz de aynı şekilde bizim ve ailemizin bu saçma sistemde kaybolmasına neden olacaktır. Yaşayacağımız ve yaşatacağımız hayat bizlerin elinde…

Kısacası “Siz bilirsiniz” nasıl yaşamak istiyorsanız, öyle yapın…

Yazar: Derya TURKAY

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer Yazılar