İslam’da Ticaret Hukukunun Detayları
Peygamber Efendimiz hayatımızın her alanıyla ilgili bizlere nasihatler etmiş, doğru olanı göstermiştir. Kendisi de bizzat bir tüccar olması sebebiyle de ticaret hakkında verdiği nasihatler ve koyduğu yasaklar bir nevi o dönemin ticaret hukukunu oluşturmuş temel konular olmuştur. Bu konudaki hadisleri hep beraber inceleyelim:
1. Yemin etmek:
Malını satmak için satışına yemin katıp, insanların güvenmesine ve zorunlu kalmasına karşı çıkmıştır.
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’i işittim, diyordu ki: “(Ticarette yalan) yemin, (tüccarın zannınca) mala rağbeti artırır. Halbuki gerçekte kazancın bereketini giderir.” Buhârî, Büyû 26
Hakim İbnu Hizâm anlatıyor: “Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: “Alıp-satanlar” birbirlerinden ayrılmadıkça (vazgeçmekte) muhayyerdirler. Alıp-satanlar alış-verişi sıdk ve doğruluk üzere yapar (kusuru) beyan ederlerse alış-verişleri her ikisi hakkında da mübarek kılınır. Yalan söylerler (kusurları) gözlerlerse, belli bir kâr sağlasalar bile, alış-verişlerinin bereketini kaybederler.” Başka bir rivayet şöyledir: “Alış-verişlerinin bereketi yok edilir: Yalan yemin malı rağbetli, kazancı bereketsiz kılar.” Buhârî, Büyû 19
2. Malın Kusurunu Saklamak:
Malın kusuru, hatası ve tüm sorunları saklanmadan satışa sunulması gerektiğinin üzerinde durulmuştur. Hatta aldatma, yalan-yanlış sözlerin büyük bir vebal içerdiğinin vurgusunu dile getirmiştir.
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (sav) çarşıda bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkardı. Parmaklarına rutubet bulaştı. Adama: “Ey satıcı nedir bu?” diye çıkıştı. Adam: “Ey Allah’ın Resûlü, yağmur ıslattı, deyince: “Bu yaşlığı üste getirip, herkesin görmesini sağlıyamaz mıydın? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir” buyurdu. Müslim, İman 164
3. Haram Olan Bir Şeyi Satmak
Haram olan her hangi bir yiyecek, içecek vs satışını da sunumunu da, hatta özendirici her hangi bir sunumunu da yasaklamıştır.
Abdurrahman İbnu Va’le’nin anlattığına göre, İbnu Abbas ‘dan üzüm şırası hakkında sorunca ondan şu cevabı almıştır: “Adamın biri Resûlullah (sav)’a bir şarap dağarcığı hediye etmişti, kendisine “Allah’ın bunu haram kıldığını bilmiyor musun?” dedi. Adam: “Hayır bilmiyorum” cevabını verdi ve yanında bulunan birisine birşeyler fısıldadı. Resûlullah (aleyhissâlatu vesselâm) adama “Ona ne fısıldadın?” diye sorunca adam: “Onu satmasını emrettim” dedi. Resûlullah (aleyhissâlatu vesselâm): “İçilmesi haram olanın satılması da haramdır” buyurdu ve iki şarap dağarcığının ağızlarını açarak içlerini boşalttı.” Müslim, Musâkat 68
4. Doğada kendiliğinden bulunan şeyleri Satmak
Hz. Câbir’ (radıyallahu anh)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) “Suyun fazlasını satmayı yasaklamıştır.” Müslim, Musâkat, 34
Muhâcirlerden bir kişi şunu anlatmıştır: “Hz. Peygamber (sav)’le birlikte üç defa gazveye katıldım. Onun şöyle söylediğini işittim: “Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, otta ve ateşte.” Ebu Dâvud, Büyû 62
5. Elinde Olmayan Bir Malı Satmak
İbnu Ömer ‘den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir: “Bir yiyecek satın alan kimse, onu kabzetmeden önce satamaz” Buhârî, Büyû 49
Hakîm İbnu Hizâm anlatıyor: “Ey Allah’ın Resûlü dedim, bana gelip, bir şeyler almak isteyenler oluyor. Halbuki istenen şey bende yoktur. Bu durumda bilâhere çarşıdan satın alarak teslim etmek üzere istenen şeyi satayım mı?” “Hayır dedi, yanında mevcut olmayan şeyi satma.” Nesâî, Büyû 60
6. Olgunlaşmayan Ürünleri Satmak
İbnu Ömer anlatıyor: Hz. Peygamber (sav) şöyle emretti: “Ağaçların üzerinde o yılın meyveleri (olgunlaşmaya) sâlih olduğu (kızarmak, sararmak sûretiyle) zâhir olana kadar, meyveleri satmayın. Yaş hurmayı kuru hurma karşılığında da satmayın.”
Yine Abdullah İbnu Ömer, Zeyd İbnu Sabit’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Resûlullah (sav) yaş hurmayı kurusu ile değiştirmeyi yasakladıktan sonra, ariyyenin (muayyen bir ağacın başındaki yaş hurmayı) yerdeki yaş veya kuru hurma ile tebdiline müsaade buyurdu. Bu çeşit bir değiş tokuşa başka alım-satımlarda müsaade buyurmadı.” İbnu Ömer’e meyvenin sâlih olarak ortaya çıkması nedir? diye sorulunca şu cevabı verirdi: “Meyvenin afete uğrayarak zarar görme tehlikesini atlatmasıdır.” Buhârî, Büyû 82-87
Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (sav) alacalanmazdan önce meyvenin satılmasını yasakladı. “Meyvenin alacalanması nedir?” diye sorulunca: “Kızarması, sararması ve yenir hâle gelmesidir” diye açıkladı. Buhârî, Büyû 83
Ticaret dünyada ihtiyaçlarımızın karşılanmasının bir yoludur. Hepimizin farklı ürünleri, farklı keşifleri vardır. Bunlara ulaşmak ve bunları başkalarına vermek için ticaret zarurileşmiş bir durumdur. Fakat bu husus oldukça dikkat edilmesi gereken şeyler ortaya çıkarmıştır. Mal ve para sevgisi sebebiyle bazı yanlış düşüncelere kapılabilir veya hakkımız olmayan birşeyi sahiplenebiliriz. Yahutta gaybi bilmediğimiz halde sanki varmış, olması kesinmiş gibi hırsla ticaret yapmaya çalışabiliriz. İşte bu sebeble üzerinde düşünülmesi gereken ince konulardandır. Ve nerdeyse her dönemde haksızlıklara sebebiyet vermiştir.
Allah’u Teala da ayetlerinde şöyle uyarmıştır:
Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam tutun ve dosdoğru bir tartıyla tartın; bu, daha hayırlıdır ve sonuç bakımından daha güzeldir. İsra 35
Tartıyı adaletle tutup-doğrultun ve tartıyı noksan tutmayın. Rahman 9
Medyen (toplumuna da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik. Şuayb onlara:) Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların (hakları olan mallarını) eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın. Bu sizin için daha hayırlıdır, eğer inanıyorsanız.” Araf 85
Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, O’ndan başka İlahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir ‘bolluk ve refah (hayır)’ içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum.” Ey kavmim, ölçüyü ve tartıyı -adaleti gözeterek- tam tutun ve insanların eşyasını değerden düşürüp- eksiltmeyin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.” Hud 84-85
Ölçü ve Tartı konusunda adalet için Allah bir surenin adını da yine bu içerikte koymuştur: Mutaffifin Suresinde ölçüyü eksik tartanlar hakkında şu ayetler inmiştir. 1, 2, 3. İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!
Ve yine hadiste şöyle bir ifade bulunmaktadır:
İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (sav) mikyal (ölçek) ve mîzân (terazi) kullananlara şöyle hitab etti: “Sizler bizden önce gelip geçen kavimleri helâk eden iki işi üzerinize almış bulunmaktasınız” Tirmizî, Büyû’ 9
194 – Tirmizî’nin, Rifâ’a İbnu Râfi’den yaptığı diğer bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur: “Kıyamat günü tüccarlar fâcirler (günahkârlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allah’tan korkanlar, iyilik yapanlar ve doğruluktan ayrılmayanlar müstesna” Tirmizî, Büyû 4
Ebu Sa’id el-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve sâlihlerle beraberdir.” Tirmizî, Büyû 4, (1209); İbnu Mâce, Ticaret 1
Ticareti ister bir tek parça olarak satalım, istersek de depolar dolusunca ama ne olursa olsun helal-haram çizgisine dikkat edelim. Hataları saklayıp, yalancılardan olmaktansa üç beş kuruş az ama helal kazanç elde edelim İnşaAllah…
Emeğine sağlık ,bunları uygulayacak yiğitler lazımm… Yazılarının devamını dilerim..
ALLAH razı olsun hocam, yüce dinimiz İSLAM’ın ticaret konusuna ne kadar önem verdiği ve bu konuda ne kadar hassas olduğunu bize bir kez daha hatırlatan harika bir makale olmuş. Günümüzde maalesef burada geçen kaide ve kuralların hiç birine uyulmamaktadır. ALLAH hepimizi ıslah etsin diyor ve diğer makalelerinizi de takip ettiğimi bilmenizi istiyorum. Saygılar.