Yas Sürecinde Sabrın Mükafatı
Allah Resulü (a.s.): ” (Ölü için) yanaklara vuran yahut yakaları yırtan yahut cahiliye adeti üzere feryadı figan eden bizden değildir” buyurmuştur… S.Müslim: 148
İşte s.a.v. en fazla üç gün yas tutulur. Fazlası haramolmaktadır. Bu zamanlarda idrakimizi açık tutamayız ve kendi acizliğimizi görmeyiz. Halbuki aynı ölümü bizler de tadacağız. Fakat bunu düşünmek yerine o çok bağlandığımız dünyanın sahibi bizlermişcesine veryansın ederiz.
Bu yas sürecinde kadınların eşleri için tutacağı yas süresi 4 aylık bir iddet süresini içine almaktadır. Bu süreçte ağlayıp,üzülmek değil ama geçireceği bu 4 aylık iddet süresinde süslenmek ve ölümü unutmuşcasına giyim, takı yahut da dünyalık kapı açına diğer tavırlardan uzaklaşmaları beklenmektedir. İddet süresi dolunca normal hayatlarına devam edilmektedir.
Benim çok değer verdiğim bir hocam, evladının ölümüyle imtihan edilmişti. Çok ağır bir imtihan olmasına rağmen onu yıkayıp, Hakka teslim etme görevini üstlenmişti.
Sabır öyle güzel bir özelliktir ki, Allah Sabredenleri hem dünya da hem ahirette mükafatlandırır. Yaptığımız ibadetler ve gösterdiğimiz Sabırla ahlakımız güzelleşir. Allah’u Tealanın bizlere kesin kıldığı farz ibadetleri mutlak şekilde hayatımızda yer edinmelidir. Lakin namaz dahi, Sabır gibi cennet müjdesi getirmemektedir.
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele ! Bakara 155
Peygamber Efendimiz s.a.v. Hayati boyunca güzel bir şekilde Sabretmiştir. O güzel ahlak örneğidir. Eşiyle, çocuklarıyla ilişkisi hoşgörüsü ve Sabrıyla sürdürmüştür. Haklı olduğu halde yalancılıkla suçlanmıştır. İftira atılmıştır ama hiç çizgisini, duruşunu bozmamıştır. Daima vakarlı, daima adaletli bir tavır sergilemiştir.
Bizler olsak başlarız değil mi. Bende Peygamber Sabrı yok deyip de sanki Sabrın sadece Peygamberlere has olduğunu görmeye çalışırız. Halbuki sahabede aynı Sabrı gösterip bizlere örnek olmuşlardı. Hatta evladıyla sınanıp, ayetle müjdelenen, rızayı İlah-iyeye mazhar olduklarının haberini aldığımız sahabe de olmuştu. Şimdi sahabe onlar diye bahaneye de başlamak olmaz sanırım. Onlar da biz gibi normal insandı. Demek ki iman gücü ile Allah’ın kulu olduğunu her an idrak edebilen her insan Sabr-ı Cemil ile hayatını idame ettirebilir.
Kişi içinde okyanuslar kadar geniş olmalıdır. Tabi bu şekilde olması için de tembellikten uzak durmalıdır. Yahut da aşırılıklara kaçarak, bu derinlik elde edilemez.
Toplumumuzun en büyük eksiği bilgiyi okuyarak, düşünerek elde etmememiş olmamız. Kulaktan dolma bilgilerle dinimizi, hayatımızı yaşamaya çalışıyoruz. Bu şekilde olunca nefsimizin bize fısıldadıklarını yayıp bir çok görüşe kapı aralıyoruz. Halbuki din bir tane, Hak Hakikat belli ama bizler bu gerçeği öğrenmek için çaba harcamadığımız için yalan yanlış bilgilerle hem kulaklarımızı hem de ne yazık ki kalbimizi oyalamaktayız.
Annem bir gün dedi ki:
Ben Kafirun Suresini okumuyorum.
Neden? dedim.
Namaz da onun tek bir harfini yanlış çıkarıp okursam asla affı olmazmış, dedi.
Diğer sureler, dualar da aynı değil mi annem, dedim.
Düşünün onca zaman Kuran’ı kaç kere hatim etti. Ama onca sureyi okurken aynı titizlik olmamasına rağmen bu sure hakkında bu kadar düşünmesi ilginçti. Karşıma aldım ve sohbet ettik. Daha sonra da sureyi yeniden kelime kelime ezberledi. Korkusunun sebebi daha önce bu sureleri duyarak ezberlemişti, camilerde imamlardan duyduğu kadarıyla. Ama bilmeden yapılan hatalarda günah olmazdı. Ve sırf yanlış okuma ihtimali var diye sureyi öğrenme azminden vazgeçmesi de doğru olmayacaktı. Sabretmeli ve azimle daha doğru teleffuz için çabalaması gerekiyordu. Ama şeytan yanlış söylersin diye korkutmuştu, O da azimle çabalamak yerine biraz tembelliğe kaçmıştı. Bazen işte böyle, sorumluluklarımızı, yanlış yaparız korkusuyla terk edebiliyoruz. Ama önemli olan hata yapmamak değildir. İnsanız hata yapmaya en çok yakın olan bizleriz. Önemli olan hatamızı telafi etmek adına çaba harcamak, bu yolda güzel bir Sabırla Sabretmektir.
Rabbim güzel tevafuklarda buluştursun cümlemizi. Bir şey sebep olur bu şekilde süre gelen doğru bildiğimiz yanlışlıklarımızdan uzaklaşırız İnşaAllah.
Emeğine yureğine sağlık ,devamını bekliyoruz…