Yılbaşı ve Diğer Özel Günlerin Kutlanmasının Amacı
İnsanlar tarih boyunca batıl işlerle uğraşma ve kendine eğlence arayışları bulma çabası içerisinde olmuşlardır. Bunların isimleri değişse de içeriği genelde aynı olmaktadır. Ve bu eğlenceleri yaymak, toplum genelinde yaşatmak arzusu duymuşlardır. Genel olarak bu düşüncenin kökeni de nefsi arzu ve istekleri doyurmak üzerine kurulduğu için, o günlerin içeriği de çeşitli boş, faydasız hatta haramlarla doldurulmuş şekilde yaşama alınmıştır. Bunların ismi kimi zaman, nevruz, kimi zaman cadılar bayramı, kimi zaman bilmem ne günü ve şu birkaç yıldır da ülkemizde kutlanmaya başlayan yılbaşı günleri olarak görülmektedir. Aslında bu özelleştirilmiş nefsin tatminini sağlayan günlerin tarihi boyutta isimleri bu kadar az olmamıştır, neredeyse her yüzyılda yeni bir gün ortaya çıkarılmış ve toplumca bunu bir kanun yahut bir ibadet gibi gerçekleştirilmesi sağlanmıştır. Bazen insanlar bu günlerin kutlanmasının doğru olmadığını düşünerek tam zıt bir eyleme dönüştürmek istemiş ve o günlerde dini sohbetler etmek, kitaplar okumak ve çeşitli ibadetlerle o günü doldurmaya çalışmışlardır. Lakin gözden kaçırılan bir nokta vardır ki, normal günlerden farklı davranmış olmaları sebebiyle, karşıt grupta yine o günü farklı bir açıdan özelleştirmişlerdir. Bu biraz şeytanın soldan ve sağdan yanaşmaları gibi bana gelmektedir. İstediği günleri yani batıl ve bidate dönüştürmek istediği günleri seçmiş ve kendine de bu yolda farklı şekillerde yandaşlar edinme çabasına girmiştir.
Allah’ın bizlere özel olarak kıldığı günler, Cuma, Kurban ve Ramazan Bayramı, Kadir Gecesi, Ramazan ayının tamamı ve hadislerde bahsi geçen bir iki kandildir. Burada aklıma gelen şey, Şeytan’ın ayette söylediği şu sözleridir. “ İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.” Araf/16
Şeytan Allah’u Teala’ya karşı gelmesi, O’na muhalefet etmesi sebebiyle huzurdan kovulunca, insanların da en az kendi gibi kötü şeyler yapmalarını sağlamak hırsıyla Allah’tan belli bir vakte kadar izin almıştır. Ve insanlara çeşitli şekillerde vesvese vermiştir.
“Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.” Araf/17 ayetinde geçtiği üzere bu vesveseleri değişik değişik şekillerde olmuştur. Şeytan zeki yaradılıştadır. Ve insanların zaaflarını iyi ölçer, tartar ve ona göre de yanına girince o tavra bürünür. Mesela zaafı mal olan birine, maldan, zaafı kadın olan birine kadından, zaafı bunların ötesinde olana ise, küçük adımlar ilkesine göre iyi görünen yemler atarak sokulmaya çalışmıştır.
İnsanların Allah için yaptığı her şeyi kıskanan şeytan, onların tam zıttı şeyleri ortaya sürmeye çalışmıştır. Mesela namaz kılma eyleminin karşısına yine çeşitli din ve görüşlerde, mason localarında, Budizm tapınaklarında benzer bir secde eylemi koyarak, kendine çekmiştir. Birçok ibadet ve güzel amelin bazen tam zıttını yaptırmış, bazen de benzer eylemi sadece niyetlerini değiştirerek faydasız hale getirmeyi amaçlamıştır.
İyi bir amel ne zaman faydasızlaşır derseniz, iyi bir amelin gerçek değerinin ortaya çıkmasını engelleyen temel şey inançtır. Bir kurban keselim mesela ve insanlara dağıtalım, bu faydalı bir eylemdir ama ne zaman? İşte burda niyet devreye girer. Allah için yapılmışsa o faydalı ama başka bir tapıcılık, ister bu şeytan olsun, isterse de şeytana giden Allah rızası harici bir şahıs ya da görüş olsun fark etmez, bu eylemin değerini düşürmektedir. Ki bu iyiliklere de şeytan neden izin veriyor derseniz, insan fıtratında güzele ve hayra dönük yaradılışında olup bunu kaybetmeyen kişilerin tamamen kötülük olduğu takdirde kendisini tamamen terk etmesinden korkması sebebiyle, iyi ve güzel şeyleri esası silerek yaptırtması tamamen insanların vicdanlarına atılan küçük yemler konumuna düşmektedir. Bazen de şeytan daha büyük hayırların önünü kesmek için küçük iyilikleri yaptırmaya çalışmaktadır.
Kısa bir hikâyeyle örneklendirmek istersek; bir gün sabah namazı camiye gitmek için bir adam hazırlanır ve yola çıkar. Yolda düşüp üzeri kirlenince geri döner tekrar temizlenir ve yola çıkar, şeytan vazgeçirmek için yine onun düşmesini sağlar, adam pes etmeden yine evine döner ve temizlenip camiye gitmeye çalışırken bu defa şeytan ona yardım eder ki düşmesin ve camiye varsın. Adam meraklanır ve sorar neden böyle yapıyorsun, Şeytan da sen pes etmeden evine döndün temizlendin ve geri yola çıktın her defasında bir sürü insan bu temiz niyetin için affedildi ben de korktum bu defa çok daha büyük bir kesim affedilecek… diye der.
İşte bu kıssada da olduğu üzere şeytan aynı zaman da ileri görüşlü bakarak, amacının zıttı olan bir eylemi yaptırmaktansa ona iyilik konusunda yardıma kalkışır, çünkü aksi halde kötülüğü kendi amaçlarına hizmet etmemektedir.
Şeytan kimi zaman tam da bu şekillerde bizlere sağdan yaklaşır iyi amellerimizi azaltmak ister ya da iyi görünen farklı şekillerde kötü bir yatırım yaptırır. Yılbaşı ve diğer özel gün adlandırmalarıyla ortaya çıkan günlerde onun uzun dönemli amaçlarıdır. Bugünlerde fazladan ibadet etmek de bir özelleştirmenin ilk basamağı konumunda olmaktadır. Bugünler özelleştikten sonra o günlerin özelliği iki farklı kesimin de ortak buluştuğu hale çevrilecek ve kendi özel günlerini yaymış olacaktır. BU günler biliyoruz ki, alkol ve zinanın en çok arttığı günlerdir. Şeytan bu toplu günah eylemini amaçlamıştır ve her geçen gün de buna ulaşmaktadır. Allah bizlere toplanıp, kardeş olup kendisine ibadet etmemizi ve razı olacağı şeyler yapmamızı isterken, şeytan da doğru yolun üzerine koyduğu pusu ile tam zıttı olan bu toplaşmayı kendine dolaylı ibadet etmesini sağlamıştır.
Özel gün, özel ibadet, ya da Allah’ın emri dışında olan aşırılıkların hepsinden kurtulmalı ve bizler Allah’ın bildirdiği ve Peygamberlerinin de olduğu hallere bürünmeyi tercih etmeliyiz. Aksi takdirde şeytan asla boş durmayacak ve bizi soldan-sağdan sindirecektir.
Emeğine sağlık cok guzel bir konu vede guncel bir konu,yazılarının devamını dilerim…………
Elinize sağlık güzel bir yazı olmuş
Konu çok güzel işlenmiş.maşallah barekAllah yazanın parmakları romatizma olmasın amin
Allahim, haddi aşmaktan, sana sığınırız.
Gayet güzel bir yazı olmuş. Tebrik ediyorum.